Binlerce pala kılıç bekliyor
Sur önünde
Parçalanıyor taşlar yürekler
Ayasofya da çığlıklar feryatlar duyuluyor
Sinmiş korku içersinde bekliyor
Kadınlar çocuklar
Aç gözler çıldırmış pala bıyıklar
Aç köylüler
Şehrin surları yürekleri parçalanıyor
Sokaklar evler insanlar yağmada
Cesetler kadınlar çocuklar
Köle pazarında
Çanlar susuyor
Bir top patlıyor saray önünde
Korku içersinde hocalar paşalar
Pala kılıçlar sahnede
Diziliyor kelleler meydana
Sokaklar yağmada
Yanıyor ahşap evler
Balat karakolunda çığlıklar duyuluyor
Eski binalardan anadolu haykırıyor
Beyoğlu caddesinde tanklar yürüyor
Sansaryan han haykırıyor feryatlarla
Cesetler çıkıyor binadan
Tepeler çöküyor insanlardan binalardan
Doluyor hapishaneler mezarlar
Kuruluyor hücreler bayrampaşa çayırında
Köprü altında bir tinerci çocuk gülümsüyor
Abanoz sokağında bir pezevenk bıyığını çekiyor
Karakolda bir sorgucu polis çok mutlu
Cezaevinde gardiyan bir sübyanla
Kiliseler suskun dinmemiş çığlıklar
Hayaletler dolaşıyor karanlık sokaklarda
Türbelerde kesilen başlar yok vücutlar huzursuz
Aldığı şehri terketmiş cihan padişahı
Bir adam dolmabahçe sarayında
Elinde kadehi
Mavi gözleri denize bakıyor öfkeyle
O da terk ediyor
Şehri...
Konstantin Ağlıyor...