Boş konuları tartışmakla mükellefiz.
Şimdi de kopya koyun kurban olur muymuş bunu
tartışmaya başlamışız.
Tartışmaya balıklama atlayan,bu tür konuların aranılan
adamı Zekeriya Beyaz
hocamız ilk fetvasını yapıştırmış:
"Bu yapılan yaratıcılık değildir. Bu nedenle dinen bir
sakıncası yoktur.
Kopya koyun kurbanlık olur. Bakarız, tipine şekline,
görünümünde bir çirkinlik var mı?
Yoksa kopya koyunu kesebiliriz de yiyebiliriz de."
İlk Türk kopya koyunun adı Oyalı imiş.
Oyalı hakkındaki tartışmaları duysa acı acı meler mi
acaba…
Meleyip de için için kahreder mi bizlere.
Başka işiniz,başka tartışacak konunuz kalmadı mı?
Terörü tartışın.
Demokratikleşmeyi tartışın.
Yeni Anayasa’yı tartışın.
İşsizlik…
Avrupa Birliği…
Gelir dağılımı..
Eğitimde kalite..
Tartışılmaya değer konular değil mi yoksa?
Kopya bilgilerle zar zor bir kopya koyun
üretmişsin,sen tut onu nasıl keserim
onu tartış.
Başka koyun mu yok memlekette?
Yaşasın bakalım,sağlıklı olacak mı?
Kaç yıl ömrü olacak?
Diğer koyunlardan farkı var mı?
Ülke hayvancılığına katkısı ne olacak?
Tartışacaksan bunu tartış.
Yok illa bir hinlik yapacağız.
Boş tartışmalarla günümüzü geçireceğiz.
Artık bu konu Kurban Bayramı sonuna kadar
gündemden düşmez.
Reha Muhtar kopya koyun ve sevgi ilişkisi üzerine
birkaç yazı yazar.
Ahmet Hakan ,kopya koyunlar ve dönekliğe dair bir
yazı döşer.
YÖK olağanüstü Rektörler Toplantısını yapar,bu
konuda ürettiği
bilimsel fikirleri onlardan duyma şansını yakalarız.
Bekir Çoşkun’sa artık Pakolu yazılar yerine Oyalılı
yazılar yazmaya başlar.
Ertuğrul Özkök,Özdemir İnce ağabeyinden bu
konudaki değerli fikirlerini kamuoyuyla
paylaşmasını rica eder.
Can Ataklı, kopya koyun üretmenin AKP iktidarının
yeni bir oyunu olduğunu iddia eder ve
bu durumu YSK’ya ihbar eder.
Cengiz Çandar,Ortadoğu ve kopya koyunlar
makalesini döktürür.
...
Uzattık,sıkmayalım fazla,sözü bağlayalım.
Gelin hal-i pür melalimize beraber ağlayalım.