Labirentteki Büyük Sır!

Kekeme adam arkasına yaslandı. Düşlediği büyük sır kanlı bıçağın ucunda alışılmış bir iz gibi duruyordu! Bahçenin ortasındaki ahşap ev, ölümün soğuk yüzünü canlı ve boğuk şekilde izleyicilerine gösteriyordu. Kapı ardına kadar açılınca, kekeme adam ayağa kalktı. Odanın en kuytu yerinde, karanlığa gömülen mavi labirent masanın üzerinde duruyordu.

yazı resimYZ

Kekeme adam arkasına yaslandı. Düşlediği büyük sır kanlı bıçağın ucunda alışılmış bir iz gibi duruyordu! Bahçenin ortasındaki ahşap ev, ölümün soğuk yüzünü canlı ve boğuk şekilde izleyicilerine gösteriyordu. Kapı ardına kadar açılınca, kekeme adam ayağa kalktı. Odanın en kuytu yerinde, karanlığa gömülen mavi labirent masanın üzerinde duruyordu.

Küçük adamlar, karanlıkta korkulu, heyecanlı ve huzursuz biçimde dolanıyordu. Her şeye veda etmiş ve ölümün, yokluğun soğuk yüzünü enselerinde hissediyorlardı. O güzellik, uzun, dalgalı saçlarını rüzgarda savuruyor ve evin solgun bahçesindeki küçük sandalyede hayallere dalıyordu... Küçük adamlar, acının, güzellikse büyünün tam ortasında, var oluşun kimyasını, yenilenen hayallere taşıyorlardı..

Kekeme adam her şeyi bırakıp gitmenin, intiharın canavar yüzünü karşısında görüyor ve yok olmak istiyordu. O güzel kadın her şeyi biliyor ve labirentin ücra köşelerindeki küçük adamların, mücadeleci cinler gibi soluksuzca eyleme geçtiğini anlıyordu. Kekeme intiharın acımasız yüzüyle tanıştı. Güzel kadın her şeyi gördüğü halde gülümsedi. Tuhaftı! Labirent cinlerin yuvası haline dönüştüyse, o kadında her yeri meskeni olarak görüyordu.

Yağmur başladı. Kadının gözleri siyah çerçeveli pencereye ilişti. Damlalar camın buğusunda kendine yer buluyor, insanların inleyerek ölüşü canını acıtmıyordu! Labirentteki acı kadının ruhuna salınmaya çalışıyor ve yüksek duvarlara çarpıp geri dönüyordu. Kadın koltuğa oturdu ve zihnindeki kavrulan boş alanlara odaklandı.. Karmaşıklığa bir isim bulmak istedi bir anda.. Ölüm gülünç bir şey miydi? Yaşayamadıklarım acı vermiyor diye geçirdi içinden.. Labirent bir cin vakasına dönüyordu. Kadının beyni sulanmıştı.

Yağmur sessizce dağıldı. Kadın saçlarını aynanın karşısında seyretti. Labirent kuytuda yok oluyordu. Ruhunu ele geçirenler mutluluğu veriyordu ona! Tuhaftı, kendinde değildi, karışmıştı her şey! Saçlarını savurdu.. Alevli bir rüzgar evi sardı.. Gök yarıldı sanki! Ev yanıyordu! Hayaller yanıyordu! Rüyada gibi gerçekte, acıda gibi mutluluktaydı... Ev yanıyordu! Ruhu geçimsiz. Her şeyi biliyordu!

Başa Dön