…2742 rakımlı tepede hissettiklerim…
Göklere komşu Madur, deli rüzgârların var
Ne ilk, ne sonbaharda başından eksilmez kar
Hırçın Karadeniz’e tepeden bakasın sen!...
Mütebessim yüzünle gönlüme akarsın sen!...
Ey dağların zirvesi, göğe yakındır başın!...
Yağmur sana bengisu, bulutlar arkadaşın
Karanlık gecelerde düşlerime ay damlar
Kanatır yüreğimi hicran, intizar, gamlar…
Bulut ağladığında, gülersin Madur Dağı!...
Kılıcını düşmana bilersin Madur Dağı!...
Ateşten gömleğini giyer buzdan tenine
Genişler zaman mekân, boyuna ve enine
Yemyeşil çimeninde koyun kuzu meleşir
Yazın, koyaklarında pehlivanlar güreşir
Taşlı ve Köşk Yaylası eteklerinde bekler
Metanet zincirine sabırdan halka ekler
Adını anar durur Sürmene, Köprübaşı…
Gökleri mavi atlas, altın toprağı, taşı…
Su birikintileri ayna tutmakta aya…
Delikanlıyla genç kız Madur’a çıkar yaya
Başına kardan çelek takarsın Madur Dağı!...
Yaz gelir yayla çayı kokarsın Madur Dağı!...
Vakur yaratmış seni yeri göğü Yaradan
İkindi sonrasında gün çekilir aradan…
Sevdalılar aşkını kazımış taşlarına
Gömmüşler sevdaları kızgın gözyaşlarını
Üstünde dolaşanlar ölüm şerbeti içer
Madur’un eteğinden gün gelir konan göçer
Düşmana yol vermedin kahraman Madur Dağı!...
Gönlümün mihmanısın pek yaman Madur Dağı!...
M.NİHAT MALKOÇ