"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"

Mahzun Cuma

Tam da avuçlarıma rahmet yağacakken. Ne suya dokunabildim ne toprağa. İmrendim Rüzgârla titreyen yaprağa. Sanki yabancı bir elde gibiydim. Sandım iblisle kol kola girdim. Mahzunlaştı Cuma.

yazı resim

Tam da avuçlarıma rahmet yağacakken.
Ne suya dokunabildim ne toprağa.
İmrendim rüzgârla titreyen yaprağa.
Sanki yabancı bir elde gibiydim.
Sandım iblisle kol kola girdim.
Mahzunlaştı Cuma.
Burkuldum.
Vefasız kuldum.

Hapiste miyim, sürgünde mi.
Bir bilinmez yerde mi.
Yoksa Cuma mı yasta?
Bir sala bir ezan duyulmamakta.
Neden minareye kuşlar konmamakta.
Niye avuçlarım Allah’a açılmıyor.
Yalnız kulaklarım çınlamakta.

Sala duyulsaydı, okunsaydı ezan.
Olsaydım en son safta.
Düşmeseydi ruhuma hazan.
Tam da rahmet yağacakken avuçlarıma.
Ne suya ulaşabildim ne toprağa.
Sanki vatanda değildim.
Sandım iblisle kol kola girdim.
Mahzunlaştı Cuma,
Burkuldum.
Sözde kuldum.
Ankara,22.05.2009İ.K

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön