MAYIS VE SEN
Anıları bir yol üzerine koydum, beklemeye başladım.Uzaklardan gelen ıssız seslere göz kırpdığımda ortaya dökülen kara sözlere mağlup olup mahcur kalıyordum.Bir gün anladım ki seni yoğuran hayata saygı
göstermek zorunda olacaksın.
Benim hayallerim''Ey! şanlı insan '' demek isterdi.Sen saygı gös
ter ve beklemeyi bil.O gün gelir ve çatar.
Mayıs ayı duvar diplerine itilen toz yığınlarıyla dolu günleri anım
satmaya başlıyor ve yitik kaldırımlarda mum üflemenin güzel olduğunu
kendine aksediyorsun.Aynı duvar diplerinden dökülen sıvaların koku
suna aşık olmaya hazırlanıyor aynı zamanda siyah saçlara özlemini tek
rar dile getiriyorsun.Denizler sana meşki hatırlatırken sen aşkı midye kabuklarında sırtındaki yanıklarla birlikte hissediyorsun.
Meşk-i değer hayatta kaç kere kalp satılır bilmem ama bazıları yokluğu ceplerde bazıları ise gölgelerde arar.Sen hiç kalp satın almadın
mı?
Bizler satın alamamıştık.Bizler alamamıştık...Bizler olamamıştık...
Gerçek olamamıştık...Aşık olamamıştık ya da kalp hırsızlığı yapamamış
tık.
Bazen o kadar çok çalarız ki farketmeyiz.Ümitlere sadık kalma
ya yelteniriz.
Mayıs ayı hırsızlık yapılmasını söylüyor diğer aylar ise sadakati
emrediyordu.Senin ne istediğin hiç önemli değildir.''Ey şanlı insan ''de
meli ve saygı göstermelisin.O günlerde gelecek ve mutlu olmayı mum
üflemek kadar kolay zannedeceksin.
Mumların üflendiği bir günde sende siyah saçlara tutulacak ve duvarları yıkmak istercesine tekmelemeye devam edeceksin.
Neler olduğunu anlatmayan, kime yalvaracağını bilemediğin gün ler ile yalnız geçireceğin saatler devam ederken benliğin kuruyacak ve ''ben tekrar aşık oldum'' diyeceksin.
Artık mayıs ayının sonunu bekliyor olacak ve aşkının sonsuz cen
net meyvalarına hayat verdiğini düşüneceksin.Sen yaşayacaksın o yaşa
yacak ve adını çiçekten alan bir tepe senin doğuşunu kutluyor olacak...
]