Mecburum Ben Sana,
Nasıl, nasıl küt küt atıyor,
Şu kalbim bilseniz bazen.
Delicesine !
Söz geçirmek mümkün mü ona,
Başını alıp da, koşturup da gidiyor.
Kendi istediğince, her nereye isterse.
Zaman oluyor, keyifleniyor,
Yavaşlıyor biraz
Sanki dinlenmek istercesine.,
Zaman oluyor,
Pır pır edip duruyor.
Sanki buluşmak istiyor bulutlarla
Bağrımdan kaçmak için
Çabalayıp duruyor habire.
Sanki,
Çok acelesi varmış gibi !
Her nedense.
Hakkını yemeyelim canım onun.
Bazen anladığı da oluyor halimden.
O kadar da anlayışsız değil ya !
O benim kalbim !
Dertleşip duruyoruz,
Sevdiklerini özlediğinden,
Hüzünlerinden,
Beklentilerinden dem vuruyor bana.
Ben de dinliyorum sabırla.
Başka ne yapacağım ya !
O da gönlünce memnun değil anlaşılan,
Sitem ediyor ara sıra bana
Üç kağıtçılıktan, dolandırıcılıktan,
İnsanların çoğunun kayıtsızlığından,
Ben bunları pek görmedik gençliğimizde
Dercesine !
Efkar basıyor bazen,
Hüzün doluyor içime,
O zaman
Anlıyor halimden çok şükür,
Sarmaş dolaş oluyoruz biribirimizle !
Öyle de olsa, böyle de olsa,
Mecburuz onunla birlikte yaşamaya,
İç içe, gönül gönüle,
Ölesiye.
Döndürüp dursa da bazen başımı,
Bazen bana derinden gücense de !
Kapansa da içine.
Neme lazım dursun,
Dursun yine yerli yerinde.
Ne olur,
Söylediklerimi duymuş olmayın,
Unutun varın gidin sizler de !
Sadece bir hasbıhal ettiğimizi düşünün,
Bir kaç kelime !
Kalbimle.
Şimdi her şey, yine yerli yerinde,
Varın gidin dostlarım,
Varın gidin kendi işlerinize.
Ama unutmayın sakın sizler de,
Arada sırada da olsa,
Biraz kulak verin, dinleyin
İyi edersiniz inanın,
O can evinizden gelen,
Ve çoğu zaman da
Sizlere serzenişte bulunan seslere !
Fikret Dündar