] ]
Uyandığımda nefes nefeseydim. Gördüğüm rüyanın etkisiyle kalbim hala deli gibi atıyordu. Etrafımdaki sesler beni çıldırtacaktı. Uyandığıma ilk defa bu kadar çok seviniyordum.
Uyanmıştım uyanmasına da,nie her yer alabildiğine karanlıktı? Pencere aramaya başladım. Ama hangi pencereyi açsam karanlıktı. Zaten, hayatım boyunca böyle olmamış mıydı?! Ne zaman bir işe başlasam mahveder, neye elimi atsam köreltirim..
Etrafı dinlemeye karar verdim. Ama hiç ses yoktu. Tek bir tıkırtı bile! Seslendim,sesim çıkmadı. Çığlık atmaya çalıştım, çığlığımı ben bile duymadım.. Acaba, etrafımdakiler de sessiz çığlıklar mı atıyordu?
Biraz bekledikten sonra kalkmaya çalıştım. Ama onu da yapamadm. Belim,ayaklarım,sırtım... Hiçbirini hissedemiyordum. Felç olmak, böyle bir şey miydi?
Sonra birşey farkettim. Beni saran, sımsıkı saran bir örtü. Kendimi kundaktaki bebek gibi hissettim. Ama o his değildi snki.. Bbekken kundakta olduğum anı hatırlamıştım. Eevet! Ozamanı hatırlıyordum. Oysa bugüne kadar arkadaşlarımla hep tartışmıştık, neden o bebeklik dönemini hatırlamadığımzı. Ben bunları düşünürken, önümden yazılar geçmeye başladı. Okumaya çalıştım. Okuaymıyordum! Oysa, ben okulu bitirmiştim. Aynı zamanda okul da beni bitirmişti..
Aniden birşey oldu, ifade edilemez birşey ve ben o an öldüğümü anladım. Az önce olanların, beni kan ter içinde bırakan şeyin rüya olmadığını farkettim. Ben ölmüştüm. Aranızdan ayrılmıştım.
Bilmiyorum, hanginiz üzülüyor öldüğüme ya da hanginiz seviniyor... Bana kalırsa hiç kimse üzülmüyor, hatta ben yaşarken şu ankinden daha mutsuzdu herbiriniz. Ne demişler:"Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar."
