Nazlı Yare Mektup

On-onbir- oniki-onüç... Senin dudaklarında bir şiir... On dört, Dudakların şiir. On beş İkimiz şair...

yazı resim

Nazlı Yare Mektup

Sana bugün yazmak geldi içimden.
Benden gelecek yazılı birşeylere
gereksinim duyduğunu
düşünerek, kendimi önemli hissettim biranda.
Varoluşum anlam kazandı.
Aydınlandım...

Biliyorsun içki müptelam sürüyor hâlâ:
Akşam oldumu; ‘Haydi Abbas!’
Üçüncü kadehten sonra
daha iyi duyumsayabiliyorum seni;
seni ve “... göğüslerin; büyüleyici yuvarlak
hatlarıyla bir zerafet örneği.
Kalçalarının eşsiz güzellikteki o bükümlü şekli.
Ve kadife yumuşaklığındaki tene gömülmüş
o narin kaslar.
Güzelliğin karşısında insanın ibadet edesi geliyor.”

On-onbir- oniki-onüç...
Senin dudaklarında bir şiir...
On dört,
Dudakların şiir.
On beş
İkimiz şair...

Biliyorsun içiyorum hâlâ.
İçmek için o kadar çok sebep var ki;
en baş sebep de, senin yokluğun...

Akşama doğru rakı soframızı kuruyoruz bahçemizde:
Derede kurbağalar konserlerine başlıyorlar.
Onların “vırak vırak’larını, biz
“aşk aşk ” diye anlıyoruz.
Ateşböcekleri huşu ile uçuyorlar etrafımızda.
Akşamı getiren sesleri dinlerken
dizini dizime dokundurup,
sürterek bir de;
gülümsüyorsun sen bana.
Tanrı, şapkasını çıkartıyor!
Ve ben artık içtiğimin yarısını içiyorum.
Paylaşıyoruz...

Sana bugün yazmak geldi içimden.
Varoluşum anlam kazandı.
Aydınlandım...

Nurol Banabak Rize

Başa Dön