Harflerimin sızısı sözcüklerime ilaç
Yazdığım her dizenin efsanesidir Nilgün
Vefasız davransa da o hâlâ başıma taç
Takvimime konuktur dört mevsim gün ve Nilgün
Bazen beyaz papatyam bazı dem nisan gülüm
Dilimde pelesenk hep hasretimde kördüğüm
Erguvanlar açanda albenili sümbülüm
Baktığım lâlelerde suretini gördüğüm
Kafdağından gelen kar ağustos sıcağında
Billur hayallerimin hareli sarmaşığı
Kırık gönlüm daima onun ipek ağında
Akşamda mor gurubum sabahımın ışığı
Ondan bana bergüzar hüznümüz dile destan
Şiirlerimde tema nesirlerimde fikir
Cümle yazıp çizdiğim efsane Nile destan
Suskunluğumda dua konuştuğumda zikir
Üstelik şairliğim beş mevsim ona feda
Hasretin prangası ayaklarımda zincir
İbadet bildiğim sır ifşa edince eda
Ben onu düşünürüm dallarda güller incir
Yüreğimdeki sızı şiir olur söz olur
Yazdığımı okumaz duymaz daim geçer es
Bu minvalde sinemde yaralar göz göz olur
Beni terk etse bile hayalimde gül nefes
Kaç şiir yazdım ona kaç rubai kaç nefes
Her dizede o vardı berceste kıldı yâdı
Kulaklarımda çınlar hüzün tınılı bir ses
Galiba dolmayacak bu hasretin miadı
Söylenir dört kapıda bir hasretin türküsü
Kâbenin siyahına gönlümün ahı siner
Nilgündür hayalimin hiç değişmeyen süsü
Ben adını söylerim melekler yere iner
Ankara, 03. 07.2018 İbrahim Kilik