-Aman ne komik.
-Arkadaşlar diyorum ki! Zil çalıyor biri ka-
pıya baksın. Yöneticidir.
-İyi akşamlar çocuklar, size börek getirdim.
Haşhaşlı umarım beğenirsiniz. Biz de gurbette
sayılırız. Afyon' dan geldiğimizden bu yana bizim-
ki de pek alışamadı buralara.
Her gün küfredip duruyor. Tayinini başka
bir yere aldırabilse, bir dakika durmayacağız bu-
ralarda...Neyse afiyet olsun.
-İyi akşamlar, zahmet ettiniz..
Hiç tanımadığım bir koku yayıldı içeriye.
Canım çekmedi değil! Bütün gücümle bir hamle
yapıp, bir parça da ben kaptım.
Hım mm... Oldukça farklı bir tadı var. Lakin,
yine de İstanbul' un o harika simidinin yerini tut-
maz.
-Ya... Arkadaşlar!.. Aklıma geldi de... Bura-
da hiç simit yiyen var mı?
Koro halinde:
-Neyle besleniyoruz sanıyorsun?
-Ulan size de hiçbir şey sorulmuyor.
Necati atılıyor. ( en ukalamız )
-Soru sorabilirsin. Cevaplar soruya ait olma-
yabilir. Ha...ha...ha...
-Pislik.
-Ben dışarıya çıkıyorum. Zindan' da bir bira
içeceğim. Gelmek isteyen peşime düşsün. Tabii
parası olanlar...
-Oğlum, bu soğukta hiç aklın yok mu? Tabii
beyimiz lümpen. Nü çalışmak için ava çıkıyor.Sa-
- 9 -
na rast gele.
Kar, Ankara' yı gerçekten çok hoş örtmüş.
İkinci caddeden geçerken, çam ağaçlarının beya-
za boyanmış dalları, sokak lambalarının altında,
insana gökyüzünde yıldızların arasında dolaşıyor-
muş hissi veriyor. Sizi kucaklamaya hazır bekle-
yen mağrur gelinler gibi. Yürümekten gerçekten
ne kadar keyif alıyorum. İnsanın doğasında var o-lan yeteneklerini kullanabilmesi için, mutlaka o-
nu çağrıştıracak enerjiye ulaşması gerekiyor.( Şa-
ir' in ilham alabilmesi için yağmurun çiselemesini beklemesi gibi )
Zindan sol görüşlü arkadaşların toplandığı bir Bira Cafe . Burasını seviyorum. Bu görüşte olanlar için, ibadethane gibi. 1977 yılının ruhu-
nu yaşatabiliyor. En ilginç tarafı, kapıdan gi-rince şu duvardaki pranga. Biraz kasvetli,ama ilginç. İçeride beni rahatsız eden tek şey siga-
ra dumanı. İyi ki kullanmıyorum.
Arkadaşlar el ediyorlar. Biramı tipsizden