elimi kalbime koyduğumda
atışını duymak için,
ya da elim bağrımda öylece kaldığında
yaşamak çok romantik bir şeydir.
çarparken,
sanki diyor
mutluluktan başka şey yok!
karşıda parkta,
oturan hikayeler,
oynayan,
hikayelerini yeni yazmaya başlamış çocuklar,
güneş sızan kahkahaları
yok mutluluktan başka bir şey.
bir daha gelmeyecek ne eve
ne de başka bir yere
yalvarsam yakarsam da umursamayacak
yokluğuna alışmayıp anılarını saklayacağım
hiç anlamayacağım!
resmi vitrinde dururken
arada albümlere bakarken
onda duraksayacağım.
hiç anlamayacağım,
ne onu ne diğerlerini
üstelik ben de aynısını yapacakken…
ayrılık göz göre, yürek bile beklenirken
bu gizemiyle
yaşamak, çok romantik bir şeydir.
sevgilinin mağrur göğsünde
bir müzik değiyor elime
ritm sürekli tekrarlıyor kendini
yaşamak diyor her seferinde
şu an seninle
çok romantik bir şeydir…
değildir 4 duvar
ailenin yanında
başkasın aslında
içinde huzur,
içimde huzur,
sırtım sürekli sıvazlanıyor hissiyle
çıkmaya hazırlandığım yaşam
çok romantik bir şeydir…
kan yağarken evlere
yollara
görüp sıkışan kalbime
götürüyorum elimi, yaslıyorum
diyorum, “dayan vazgeçme benden
ben de bilmiyorum sonunu
orada kan olmak mı ,
burada kan ağlamak mı,
ölmek mi, yaşamak mı
hangisi,
çözümsüz,
çünkü anlamıyorum doğamı!”
aynı anlamaz bakışla bir çocuk televizyonda
çok fazla diyor sanki
ne demek ölmek?
demek yaşamak aslında
beklemekmiş öldürülmeyi?!
ya ölüyor
ya da yaşarsa öldürüyor
gerçeğini yazanlar hikayesini imzalamıyor!
ayrılıklar acısız onun için
sevmek sadece ayrılık onun için!
bakışı diyor ki bana:
garip gelecek belki sana ama
benim için yaşamak
kalbimin atması
çok romantik bir şeydir…
çarpmak isterken durdurulan kalp
hikayesini kendi bitiremediği için
çok romantik bir şeydir…
elimi kalbime koyduğumda atışını duymak için,
ya da elim bağrımda öylece kaldığında
yaşamak çok romantik bir şeydir
ölüm oldukça.