Otobüs Yolculuğu

Otobüs yolculuğu hakkındaki gözlem ve izlenimlerimin, estetik kaygısı gütmeden kalemimden dökülmüş hali...

yazı resimYZ

İnsanoğlu yaradılışından beri seyahat etmiştir. Tarihini filan bilmem lâkin ilk zamanlar yürümeyi/koşmayı öğrenmişler. Avcılık yapmışlar, tarım yapmışlar. Böylelikle ellerindeki mallar çoğalmış, çeşit çeşit yiyecekler dolup taşmaya başlamış. Binek hayvanlarını evcilleştirmişler sonra. Ardından ticaret, takas Bu böyle olmuyor, daha hızlı hareket etmemiz lâzım, hem yükler de fazla, atın alabileceği yük belli. Yeterli alan da yok demiş olacaklar ki tekerleği bulmuşlar. Gelsin tahtadan arabalar, kağnılar İnsan da taşımışlar, eşya da, meyve-sebze de

Sadede geleceğim. İnsanoğlu hıza düşkündür. İlk paragraftaki gibi uzun
tutmadan yazmak gerekirse süreç şöyle. İnsan yürümüş, yetmemiş koşmuş,
yetmemiş tekerleği bulmuş, yetmemiş motorlu araç bulmuş, yetmemiş uçak
yapmış, yetmemiş füze geliştirmiş, uzaya çıkmış. İleride ne olur, nasıl olur
meçhul. Ama daha hızlı ulaşım araçları geliştirileceği şüphesiz.

Bu ulaşım araçları arasından bir tanesi hakkında bir-iki kelâm edeceğim
geldi. Malumunuz otobüs diye bir kavram girmiş lügatimize. (Çok oturaklı
götürgeç!) Karayolu taşımacılığının en önemli icatlarından biri.

Memleketinden uzakta bir yerde üniversite eğitimi için gidenler, sevdiceğinin yanına varmak için kavuşma hayali kuranlar, askerlik vakti gelip de birliğine teslim olmak için yola düşenler Şehirler arası terminallerde sıkça rastlarız bu manzaralara. İşte mevzubahis vasıta, ilk akla gelen tercihlerdendir genelde.

Kimi kitap alır yanına uzun yolculuklarda eşlik etsin diye kendisine, kimi
kulaklığını. Yol kenarındaki manzaralara bakıp dalar, düşünceler hücum eder
beynine.

Nuri Bilge Ceylan filminden bir kareymiş hissi uyandırır bende, gece yarısı yol kenarındaki kimi evlerin penceresinden süzülen ışıklar. Koyu bir sohbetin içerisindedirler belki, uzaktan akrabaları geldiği için bu saate kadar yanıyordur, ya da yatağından kalkıp su içmeye çıkan biri Kim bilir biri sevgilisinden ayrılmıştır, uyku tutmaz. Sigara da yakmıştır, içerken karanlıkta küllüğü göremediği için açıktır lambalar. diye düşünürüm.

Otobüste uyuyabilen de vardır; ya hususî boyun destekli yastıklardan alır
veyahut kabanını çıkarır ona koyar başını. Uyuyamayanlar içinse zordur
yolculuk, hele bir de 1213 saat sürerse yandı gülüm keten helva. Varacağı yer eğer evi değilse istirahat edemez istediği gibi. Dilediği saatte ben yatmaya gidiyorum diyemez belki.

Bazılarının yolculuğu nihayete varır, bazıları devam eder, bir boşalır bir dolar her otogara uğradığında. Şahit oluruz, gözü yaşlıları da görürüz, sevinip hasret giderenleri de. Kucaklaşmalar, sarılmalar, el sallamalar Oralarda bir yerlerden ses duyulur bu koşuşturmacanın arasında. Bardakta mısır, taze mısır.

İhtiyaç molası diye anons yapılır seyahatin muhtelif vakitlerinde ayrıca.
Değerli yolcularımız, yarım saat ihtiyaç molası yapılacaktır, bizleri tercih
ettiğiniz için teşekkür ederiz. minvalinde bir gürültüyle açarız yorgun
gözlerimizi. Muavin!.. Valizlerimizi teslim ettiğimiz, bagaja yerleştirirken de
karışmasın diye koltuk numaramızı yazan kişi. Neyse efendim, bunu duyunca
koşa koşa lavaboya giden olur, midesi kazındığı için gözleme sırasına giren de

-Fanta var, kola var, meyve suyu var.
-Kola
-Yiyecek ne alırdınız?
-Kek alabilir miyim?
-Buyrun.
-Teşekkür ederim.

Yorumlar

Başa Dön