Ve ne yazık ki büyük bir çoğunluk, gişenin hemen yanıbaşındaki kabinlerde gusül abdestlerini alıp, bugüne değin işledikleri bütün günahlardan arınarak saflardaki yerlerini aldılar ve işbu asilane davranışlarından dolayı kendilerine vaadedilen ve analarının sütleri kadar ak, kavgalarda yitirdikleri eski yoldaşlarının kanları kadar al ödüllerini de aldılar elbette.
" Bu kadar da basit basit değildir herhalde bu olanların açıklanması" demiştim de devam etmiştin buğulu bir ses tonuyla, "Paranın kokusunu almayagörsün insanoğlu, hepsi değil lakin büyük bir çoğunluğu, anında vaz geçer kutsal bildiği bütün değerlerden; Hristiyansa İsa'dan, müslümansa Muhammet'den devrimciyse devrimden, aziz dostum. Onun sayesinde bütün özlemlerini ve beklentilerini gerçekleştirebileceğine inandığı paraya kavuşmak için bütün bir geçmişini bir çırpıda reddedebilir. Varlığıyla, çabalarıyla, inançlarıyla para kazanamyacağını lakin yeterli parası olursa kendine yeni bir varlık, yeni bir inanç, yeni yeni dostlar ve yepyeni bir gelecek hatta yeni sevgililer alabileceğinin farkındadır bu nedenle de fırsatı kaçırmak istemez.Para sesinin susturamayacağı pek az ses vardır Caliban. Geceleri başlarını yastığa koyunca ne düşünürler diye merak edecek olursan dostum, onlar başlarını yastığa koymadan sızarlar." deyip kocaman bir kahkaha salıvermiştin, "Sanırım onlarla aramızdaki tek benzerlik de bu olmalı; başlarımızı yastığa koymadan sızmak hoş işin aslına bakarsan aslında bizim doğru dürüst bir yastığımız da yok hatta onların bakış açısına göre yastığa koyacak bir kafamız da yok."
Orada öylece sızıp kalmışız, uyandığımda farkettim, benim yastığım senin dizin senin yastığınsa montun olmuştu.
İyi ki tanıdım seni ve iyi ki gittin be Prospero, bu dünya sana uymadı uymazdı da be dostum.
Prospero'ya Mektuplar - 7 -
yarım kalan bir mektubun devamı.