Ufkun sessizliğinde sabahın gülen yüzü
Senin ak ellerinde ulaşır bir aynaya
Sen gülerken açılır gökyüzünde hâleler,
Kucaklar ışığıyla hem yokuşu, hem düzü
Bir sükût mevsiminde büyüyorken lâleler
Paylaşır yüreğimde ufka çıkan gündüzü
Senin fotoğrafındır kuşatan hayalleri
Rengârenk çiçeklerin toptan dökülsün suya
Bir ışıklı sofrada panayırlar kurulsun
Hangi göz kapağında erir kuşluğun feri?
Tepede yine bizim uçurtmamız yorulsun
Hiç gitmesin önümden yüreğinin feneri
Açılsın perde perde denizlerin rüyası
Dilek taşına dönsün beni bekleyen kaya
El sallasın rüzgâr, mektup taşısın kuşlar,
Dilerim yok olmasın gözlerinin vefası
Sana selâma durur içimdeki yokuşlar
Bekliyorken fecirde bu seyrin muhtevası
Bir kırlangıç anlatsın servilerin rengini
Bahar, yeşilliklerle tutuştursun bir maya
Her bir damlada yeni tomurcuklar dirilsin
Ak teraziler tartsın bu muştunun dengini
Bütün hesaplar mavi denizlere verilsin
Bulayım bakışında hayatın ahengini
Gözdeki en son damla seninle kıvam bulsun
Ceylanlar da seninle göz kırpsınlar sevdaya
Yolcular azığını hem seninle paylaşsın
Suyum, senin gölgende bir gül gibi durulsun
İsterse vebâlin her bir zindana ulaşsın
Senin adına aşkın suçu benden sorulsun
8/5/2002 Zaandam