(babam'a ithafen..)
bir rum ezgisi aralıyor dudaklarımı
midilli’ye baktım
ışıklarını gösteriyor onaylarcasına
anlaşıldı
bu akşam söyleyeceğiz bütün şarkıları
hem bak deniz de eşlik ediyor bize
haydi baba
söyle çocukluğumun şarkısını
söyle samyotisa’yı
mutluyum belki ilk defa
bu ada’da ve bu dar sokaklarda
huzurumu okşuyor rüzgarın nefesi
bir de gözlerim dalarsa uzaklara
işte o an boşalır sevincimin nemli ezgisi
ah seviyorum
hem de çok seviyorum denizi
ada’yı
yaşamayı
haydi babacığım
söyle bana samyotisa’yı
bak!
büyüdü ellerim ayaklarım
artık koşamıyorum yalpalayarak sokaklarda
ya boyum
saçım..?
söyleyin neler kaldı aynı şekilde bu zamana
sadece kalbim var değişmeyen
hala çocuklar gibi deli
yaramaz
ve şen
haydi babişko
şimdi tam havamdayım
bırak naz yapmayı
tokuşturalım kadehleri,
söylerken samyotisa’yı
biliyorsun
her şey değişiyor zamanla
ve herkes bir yerlere gidiyor
ama şarkılar..
şarkılar bizi terketmez,
öyle değil mi..?
yine başlar geceler
yine kurulur o fasıl sofrası
**more dede
ezgiler fırlar akordiyonundan,
çalarken samyotisa’yı
bak!
gün ağarmak üzere artık
balıkçılar seferden dönüyor,
ellerinde papalinaları
hafif bir rüzgar okşuyor vücudumu
ah üşümek değil
sevişmek bu
rüzgarla ve denizle
haydi baba
eve varmadan
vurmadan tokmağı
son bir kez
son bir kez söyle bana samyotisa’yı
ne o gidiyor musun?
ne olur
bırakma beni tek başıma
bak titriyor ellerim
bilirsin ki korkarım yalnızlıktan
sana iyi geceler demek isterim
ama sen*** “kalinihta” dersin,
öyle değil mi..?
ya sabahları
günaydın demek
öpmek isterim
hem söyle lütfen
bundan böyle kiminle şarkılar söyleyeceğim akşamları?
kim eleştirecek sesimi,
söylediğim makamları..?
…………………
……………
……….
dur baba
bekle
bari,
gözlerimde bırak giderken samyotisa’yı….
* samyotisa: yunanca bir şarkı
** more: yunancada ulan demek
***kalinihta: yunancada iyi geceler demek