Sayıklarken Gece Oldu

Kendime yazacakken, sana kurulmuş cümleler yazıldı bu kez. Sayıklarken gece olmuş, bense hala seninleyim, yazıyorum..

yazı resim

...Güneşli havaların karabasanları, yaz mevsimin geldiğini haber veriyorlar bana. Okuldaki son günlerimi taşkınlığa vurarak geçiriyorken bir yandan da kendimi okumaya, okudukça da kendimden ve hayatımdan uzaklaşmaya verdim. Sanki başkaları tarafından kurulmuş satırların karanlık ve serin boşluklarında yaşamımın bu zor evresinin üstesinden gelebilecekmişim gibi. Geriye dönüp herhangi bir zamanıma baktığımda çocukluğumdan kaynaklanan zulmedici kederin kokusunu duyuyorum burnumda. Çok uzun süredir ağlamıyorum, ağlamama neden olacak kadar beni sarsan başka hiçbir olay olmadı şimdiye kadar.

Yeteri kadar güzel ol-a-madığımı da düşünüyorum kimi zamanlar. Kimi zamanlar ki geçmişten bir zıplayışta karşıma diziliveren çeşitli anı karışımlarını içeriyorlar. Umut, içimdeki tek umut ilkin para kazanmakla ilgili, sonrası çorap söküğü gibi kolayca geliverecekmiş gibi.

Sanatçı bellek yapay anılarını ürettiğinde bünyemi bir yorgunluk, bir titreme, tanımlanamaz bir boşluk içinde çırpınma alıyor. Bilincim hala yerinde olduğu için üretilen o yapay anıları bir süre, ta ki zamanla eriyip kendiliğinden yok olana kadar, uzak bölgelerimde tutuyorum. Sonra titremelerim geçiyor, rahatlıyorum. Yokluyorum, yapay anılar gitmiş. Eriyip bir kez daha beni gerçekliğin ellerine bırakmışlar.

Bazı gecelerse yatağıma uzanır gibi uzanıyorum boşluğa. Sırtımda, omurgamın en huylandırıcı, en edepsiz bölgelerinde hissediyorum zamanı. Kulağıma çalınıyor dünyanın kendi halinde tıngır mıngır dönerken çıkardığı sesler. Sadece ben dolduruyorum o zaman aralıklarını. Benim kokum, benim bedenim, benim uzuvlarım, benim duygularım, benim rüyalarım ile...

Şimdi olmayan insanlara hikayeler diziyorum zihnimin başucuna. Bazense hiç tanık olmadıkları ama onlara anlatmadan edemeyeceğim anılarımı, fotoğraflarımı, zihnimde biriktirdiğim manzaraları sıralıyorum peşi sıra.

Bir tek kendi sesim yankılanmıyor. Kendimle konuşmayı bile yasakladım burada. Sadece yazıyorum veya düşlüyorum. Burası atölyem. Burası düşlerin paragraflarla örüldüğü biricik atölyem. Yalnızca benim bilebileceğim bir yerde, benim bulduğum bir şekilde.

Şimdi olmayan insanların hayallerinin de var olabildiği bu yerde, bu gece az da olsa yazabilmenin verdiği coşku içindeyim.

O halde içelim, şimdi var olmayanlar için...

Başa Dön