soğuk odamda /
yokluğunun /
buz saçakları sarkıyor atardamarlarımdan
kırılmış bir sonbaharın
yere düşen sararmış yapraklarına
güneş dudaklı /
mısraları döküyorum
yelpaze rüzgarlardan salınan
bulutların gözyaşlarını topluyorum
sessiz ve sakin
ve narin gözyaşlarını /
topluyorum /
içirmek için sevda yollarında sana
deniz kokulu şiirler yazıyorum /
aşka bulayıp ta
seni yazıyorum /
sarıp sarmalayıp ta
saçlarını yazıyorum
ellerini
biçimini yazıyorum göz kovuklarının
süzülüşünü yazıyorum pınarlarının
kısacası
seni yazıyorum
geceden gündüze
gündüzden geceye
atma kirpiklerini narinim
saplama yüreciğime
dökme acıları /
dökme /
ciğerime
söndürme ışıkları
döndürme kara kışları ülkeme
hapsetme beni yokluğunun sepetine
gel /
güneş ışıkları inerken şehrime
yalarken karanlıklar gün ışıklarını
yeni bir umudun köprüsü kurulurken
başrol senaryosunda
karıncalar koşuştururken sağa sola
gel
pencereleri kıra kıra gel
dizeleri gündönümüne döke döke gel
yağmurları barajlara doldura doldura gel
esir etme gözlerimi yokluğunun zindanlarına
gece gibi gel sarıl kollarıma
gülümse gözlerimin dudaklarına
kimse bilmez
kimse görmez
kimse duymaz belki ama
acıkınca karnın
ben seni /
ben seni
deniz kokulu şiirlerle emziriyorum
rüyalarında
uyanınca /
hatırlar mısın
hatırlar mısın dudaklarımı
ekin gözlüm