"Yazarlar, ölümsüzlük arayan sineklerdir; editörler ise sineklik." - Dorothy Parker"

yazı resim

Sevdiğim

Mart kapıdan baktırdığında, ısındığım
Çöl ortasında susuzluğumu giderdiğim
Şimdi yoksun, uzaktasın
Sensizim, çaresizim, dermansızım
‘Derman’ diye elini tuttuğum
Sen değilsin
Kurudu dudağım, yandı bağrım
Üşüdüm
Sensiz hayat dar geliyor, sevdiğim
Buralarda yapraklar sararıp, soldu
Dağlarında yeşil çimen yok oldu
Su içtiğimiz çeşmeler kurudu
Sensizlik, mum gibi eritiyor sevdiğim
Arkadaşlardan Hale, Jale evlendi
Veli hakkın rahmetine kavuştu
Hasan büyük bir iş adamı oldu
Bize düşen hüzün keder ağır geldi sevdiğim
Sizin köye uğradım, sen yoksun
Olmuş bağlarınız battal, sarı öküz kurbanlık
Cami duvarına oturanlar selamsız
Köyün tadı tuzu kalmamış sevdiğim
Gel desem de gelemezsin, bilirim
Gönlünden atsan da sevdiğinden eminim
Kaderin çizdiği yolda incedir kıldan boynumuz
Gelmesen de, görmesen de bekler gönlüm ümitsiz

25.10.2008 - YOZGAT

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön