Şiirler yazılmaz önce yaşanır

Peri bacalarının ıssızlığında kurmuştum düşlerimi, Chicago’nun kaldırımlarında sabahlıyordum... Bilmem anlatabiliyormuyum, sana bu mektubu yazarken, yine bir şiiri yaşıyordum.

yazı resim

Bir gün böyle olacağını biliyordum. Aşkın acıya kırağı çaldığı günü ilk kez biz yaşamıyorduk. Güneş yaşamı soluduğunda, kardelenler açıyor, gelincikler rüzgarı zorluyordu. Sen bir başka boyutta üçgenini kuruyordun. Martılar bile ağlıyordu duygularıma...
Ankara geceye dönüyor. Michigan gölüne fırlattığım taş üç kez sekiyor, zenci taksicinin dikiz aynasında gördüklerini aynen yaşıyorum...
Peri bacalarının ıssızlığında kurmuştum düşlerimi, Chicago’nun kaldırımlarında sabahlıyordum... Bilmem anlatabiliyormuyum, sana bu mektubu yazarken, yine bir şiiri yaşıyordum.

Şiirler Önce Yaşanır

Ankara’da gün battığı zaman
Hüznün şarkısı çalar
Metroda bir çift aşk öyküsü yazarken
Sen kendini yargılarsın
Tükenmişliğin sınırındasındır...
İstasyonda yine umutsuzluk karşılar
Bir kez daha yıkılırsın...

Oysa Şekspir Hamlet’i böyle yazmamıştı
Tersine okumamıştık romanları
Duygu denizinde dolaşırken
Aşk iki kere ikiydi
Nasıl yanıldık?

Filmin sonu beklediğimiz gibi olmadı
Şimdi daha çok ağlayacağız
Belli ki böyle bitmesini istedin...

Artık yeni bir öykü yazıyorum
Hiç bitmeyecek
Öyküyü hep okumak zorunda kalacaksın
Acılarınla başlayıp hüznünle sürecek
Umduğun dağlara kar yağdığında
Uykudan uyanacaksın
Yanında olmayacağım
Kuru kuru ağlayacaksın
Belki o sırada göz yaşlarını siler iç çekerim...

İşte böylesine anlamsız bir yabancılaşmayı kamçılıyoruz. Aşkın bir güzel tarafıda bu. Acılar olmasa aşkı bilemeyiz ki...

(Devam edecek)

Yorumlar

Başa Dön