Aşk demişsin, neden var ve nedir yaşanan da bağımlılık yapan, aşkta?
Senin kafan karışmış, çok fena karışmış hemde.
Boşver sen bunları, bak ben sana seni anlatayım. Hem de birazcık baharı anlatmış olurum, içinde büyüyen kışa.
Bir yalnızlıktır aslında bahar.
Bir mutluluk gibi gelir, ama gelmeden önce o kadar hayal kurulur ki, kırılanlar yüzünden sağlamlar atlanır.
Bahar her yılki bahardır, yani o hep aynıdır ama insan onu o kadar özlemiştir ki geçen kara kış boyunca, onu yüceltir ve baharın omuzlarına altından kalkamayacağı yükler yükler.
Bahar tüm güçüyle çalışır çabalar ve tüm ağaçlar yaprağa bürünene, tüm ovalar yemyeşil olana ve hayata hayat verene kadar durmaz.
İnsan da ondan aşk ister bu kadar işinin arasında.
Ondan yapılmazı değil, zor olanı istemiştir ve isteği yerine geldiğinde mutlu olacağına inanmıştır.
Bahar işlerini eğer erken bitirebilmişse, insanoğluna aşkı vermek üzere koyulur heyecanla titreyen elleri birleştirme yoluna ve o ellerin sahiplerine sunar en güzel dalları, en dikensiz yoncaları...
Bahar da bir gün gider ama!
Ve insan bahar gittiği için, güçünü baharın varlığından alan aşkını kaybeder. Mutluluğu değil, burukluğu getirmiştir aslında bahar. Bunu elleri boş kalınca anlar. Fakat yapılacak şey, bir daha ki baharı beklemektir artık onun için.
Ama baharla gelen Bahar'ı değil de, kışın bile baharlığından hiç birşey kaybetmeyen, her gülüşünde doğayı kıskandıran güller sunan sevdiğine ve her dokunuşunda güneşin yapamadığını yapıp, insanın içini de ısıtan Bahar'ı sevmek...
Bu ayrı bir şey işte!
05 11 2003 MsK