Kimi zaman bir sahil kasabasındaki, saçları rüzgarla dans etmeye aşina kıza kaptırıverdim yüreğimin sıcaklığını, kimi zaman otantik bir akşam yemeğinde; mum ışığı gibi parlayan, mutlu ama uzak bakışlara... Sonuçta kaptırılan yüreğin sıcaklığıydı ve o yürek benimdi. Acı varsa, o da benim olacaktı kaçınılmaz olarak...
Asla "nasıl olsa bu da diğerleri gibidir" le başlamasa da, bitti ki diğerleri gibiydi; okyanus melodisindeki geceler...
Sonunda dedim, elbette bulacak o sıcak ve sonsuz sarılılşlar bedenimi ve sevgi ile çarpacak bu yürek, ihtiras ile değil.
Bekledim yıllarca, boş durmadım elbette, aradım her yerde; otobüste, vapurda ve hatta yapayalnız bir parkta... "Bulamazsın" dedi, tanımadığım ama beni benden iyi tanıyan o dilenci, "böyle oturup, kendi haline ağlamakla". "Nedir" dedim, daha yeni doğmuş bir yaprağa; "hayata gelişin ve yeşili gözlerimden alıp, sevenimin kalbinde yer edişinin amacı". Sustu ve gülümsedi, "ilk değilim, ilk değilsin" dedi. Son da değildim o zaman tesellimce ve buldum kendimi seni ilk gördüğüm yerde. "Sen de" demeye gelmiştim "ne ilk, ne sonsun bu geçici güzellikte". Oturdum o martı sesleriyle dolu sahile, gelip geçen sevgilileri izledim, hasretle...
Normal karşıla ama seni bekleyişimi. O kadar ani oldu ki ölümün, hala alkolün esiri olduğum gecelerde unuturum gidişini...
Bilmiyorum nedendir, bazen kaptırıp gülümsüyorum hayata, sanki kalbim varmışcasına.
![yazı resim](/storage/yazi_resimler/2025-01-09/10112_00001_.jpg)