TAN ÇOCUK
bir ezgi düşer dalgınlığıma
bölünür gece mavisi düşlerim
yüzünün en aydınlık yerinde dururum
buğulanır kahve karası derinleri
engin bir deniz olur aynamda gözlerin
baksam boğulurum
bakmasam ölürüm
yoksun
şuramda bir ince sancı
yarım kalmışsa dilimde türküler
susmuşsam bu gece böyle mahzun
dil bilmezlik değil bu
bir gizli haykırış, bir sessiz çığlık
kulak ver dinle
sana bu susku
bu lal oluş
beni bir sen bilirsin
bir de şu sarı yıldız
bilirsin
gecenin en karanlık yerinde ölür şair
gör ki, sakat doğmasın tan çocuk
ışısın gözlerinde ne varsa aşka dair
ve duyulsun dört mevsim
yedi iklim senfonisi şafağın...
] ]