Gözlerimi açıyorum,
Sanki bir Monet tablosundayım
'women with a parasol'
masmavi gökyüzü,
ayaklarımın altında rengarenk çayırlar,
elimde yeşil bir şemsiye,
bahar rüzgarları
uçuşturuyor eteklerimi.
uzaklara bakıyorum,
tepenin ardından
bir karaltı beliriyor,
yavaş yavaş yaklaşıyor.
yabancı
ama
sanki tanıyorum bir yerlerden
hafızamı zorluyorum
bulamıyorum
konuşmaya başlıyor:
'bana yardım eder misiniz?'
başımı sallıyorum
'düşler ülkesinden geliyorum
uzun zamandır birini arıyorum.
gizemli,
duyarlı,
gözleriyle içimi okuyan bir kadını.
size resmini gösteremem ama'
diyor ve yüzüme bir şey tutuyor
ışıktan gözlerim kamaşıyor
ve aynada yine o resim
ama kadının yanında tanıdık yabancı
yabancı dile geliyor:
'rüyalarımda gördüğüm,
tanımadan aşık olduğum,
gizemli kadın
sis perdesi arkasındaydı.
birgün
çingene bir falcı,
bu aynayı verdi bana.
eğer tüm kalbimle istersem,
uzun ,
macera dolu
bir yolculuk sonucu,
ulaştığım yerde,
ayna gösterecekdi bana
düş prensesimi.
siz de görüyor musunuz
ne kadar güzel ve net?'
inanamadım gözlerime
evet
görüyordum
kadın etekleri havalanan ben
erkek ise
düşlerimdeki
tanıdık yabancı.