önce
kayıp bir çocuğun tasviri
bir duvarın yıkılmamış háli
sonra
hiç birşey eskimemiş gibi
bir karşılaşma
daha sonra
çökmek yorgun kanatlarla
sonra yine eski
paslı bir çivinin sökülüşü
yüzün küfü
hatırı sayılır bir üzüntü
düşerken
defterinden o günün ölüm haberi
solar eteklerinin mavisi
susar dünya güzeli muhabbetler
sonra yine
yüreğinin çöküğündeki toz
kalkar
içinde bir korku
eskimez
öldürmüş olmanın karanlığı
çekip gitmez
saklıyordur dökülmemiş sıvalar
iç kırığını
paslı bir levhada
şahitse de olanlara
beni gömdüğün bu duvar
korkma
taşlar konuşmaz senden başkasına