Terapistin Olmadığı Yerde

Sabahları yorgun ve mutsuz uyanmanıza, günlük birikimler içinde neye dayandığınızı kelimeye bile dökemiyor olmanıza, sadece gitmeye odaklansanız bile bir köşe bulup kıvrılmanıza inat! Sizde oluşan, ama size ait olmayana inat...

yazı resimYZ

Uzun zaman sonra, içi somut olan kelimelerle yazdığını görüyorum ben.
(V-I-E) sinemaya gittiklerinde bize kalan dakikalarda o konuştuğun gibi gerçek. Neler yapmak isterken nerelerde sıkıştığını görebiliyorum; ama görmek de, istememek de şekillendirmiyor olabilecekleri. Keşke bunları değiştirebilecek oranda bir maddiyatımız olsaydı. Olsaydı gönül rahat, kafa sadece yaratmalarda olur, endişelerin kalmazdı. Uyanan yorgunluğun, çimdikleyen ruhun, sadece en çok kitap okumaya vakit ayıramadığından şikâyetçi olabilirdi.

Biliyorum gitmenin sadece birtakım şeyleri, en azından dünya saati ve dünyevi unsurlara göre "erteleyici faktörü" olacak, ancak içinin sislerini, küllerini unutturmayacak.
Ama sen dOstum, o olursa; olmadı yine, "yeni bir başlangıcın" ile bu dünyaya hem kendi öznelliğinde, hem dünya nesnelliğinde tutunmuş olacaksın, evet belki zamanla fark edeceksin, ama oturacaksın.

Dönüp bakmayı ancak 3–4 sene sonra aklına getireceksin. Öyle bir hayat da isteyeceksin çünkü. Seni kurutmayan, sürekli nemli tutan bir hayat… Sana güveniyorum ben. Zor bir şey gibi görünen bu aşamaların, sadece seni SINIYOR unutma. Başka etrafında kimseye küsme, kızma da...
Onlar "bu sen"i bilmiyorlar çünkü, zira sen de bilmiyordun. Şimdi toparlanmak için beklerken, araştırmaya da devam et canım, ne kadar çok toz kaldırırsan o kadar çok parlar ellerindeki,
sonra istersen yüreğindeki.

Şunu hiç unutma; seni üzen, seni hayata çeliştiren biri, "seni sevmeyi sevmiyor" demektir. Evet, seni seviyor olabilir, çocuk bile isteyebilir; ama seni sevmenin, senin ile yaşlanmanın hayallerini bilmiyor demektir. Bu "seni ne kadar mutlu, evini ne kadar huzurlu" kılacak bir ögeyse,
koy dişine yüreğini, yürü kızım, derim.

Sen, senden alışılanı yapmaya o kadar hazır ve bir o kadar kör-heves içindesin ki, bunu ancak "kendini dışlayarak" bir sonraki seferde de başarılı olabiliyorsun.
Bugünlerde kendine dikkat etmenin ötesinde, o gerçek cevherleri, somutlaştıracak kişi veya mekânlar yaşamanı istiyorum. Ve biliyor musun, bunlara alışmanı istiyorum.
Aynaya baktığın zaman gurur duymanı kendinle...
Seni seviyorum arkadaşım.
Kendini "SEN" olarak istediğin sürece, sevdiğimi de bilecek ama önce kendi değerini yukarı çekeceksin.

Sevgimle ve saygımlasın...
Muna Genç T.

Başa Dön