Bir şarkı çalıyor...
Çok tanıdık,
Tesadüf olabilir mi
anımsıyorum
bir yılbaşı akşamı
bir arkadaşın kollarında,
düşlerken başkasını,
çalan
o şarkı .
neler hissettim
o zaman,
hatırlamıyorum bile.
bir zamanlar
düşlenen kişi
bir hayal
aslında kocaman bir yalanmış,
suskun bir kalbin
haykırışıymış
dipsiz kuyulara.
şimdi
yine o şarkı
ama
ne kadar farklı.
sen varsın kollarımda,
ilk defa dans ediyoruz.
masada kırmızı bir gül,
gözbebeklerimde sen.
şarkı 'you are my everything' diyor
söylüyorum içimden,
kendi cümlelerimle:
sen benim herşeyimsin,
yağmurdan sonra açan güneşimsin,
rengarenk gökkuşağımsın,
bu soğuk kış gününde,
yüreğimi ısıtan sıcak şarabımsın,
yıllardır aradığım yarımsın...
şarkı bitiyor,
ama benim cümlelerim
gece boyunca
devam ediyor:
sen benim herşeyimsin,
portakal çiçeğimsin,
kokusuyla büyüleyen.
en sevdiğim yazarsın,
gençlik hayallerimi şekillendiren.
hep gitmek istediğim ülkesin
okyanus ötesi.
aşık olduğum,
roman kahramanlarısın.
mahrur
naif
yürek sızlatan,
ruhu arındırıp
başkalaştıran,
bir ezgisin
neyle çalınan.
neden bu kadar geç kaldın diyorum,
gözlerin cevap veriyor,
geç kalmadım
bu 'tesadüf' dediğin şarkı gibi
hep yanıbaşındaydım.
ama sen
hazır değildin
beni görmeye.
şimdi,
yine
karşındayım 'tesadüfen'.
ve bu sefer,
gözlerin rehberlik ediyor
tüm ruhuna.
keşfe çıkıyorsun
benim okyanus ötesi ülkemde.
korku yok yüreğinde
kaybolurum diye,
biliyorsun ki
bu yol senin
en güzel yolculuğun olacak
kendine,bana
ve biricik aşkımıza...