Trapezus Zamanları

zigana dağına ilk kırağı düştüğünde mi özgür |bir| polen toprağı öptüğünde mi başladı tarih…

yazı resim

..........................................koverdun gittun beni!

zigana dağına
ilk kırağı düştüğünde mi
özgür |bir| polen
toprağı öptüğünde mi

başladı tarih…

….

hiç savaşmadı
o günden bu yana
arılarla ağaçlar...

sûmela’da
tanrı yakarmaları yokken de
uzatıp boynunu göğe
şakırdı aynı şarkıları kuşlar

kurutulmuş karayemiş
ganzilis fındıkla
saklanmadan daha seranderlere

ve zağana deresinde
ve solaklı’da
ve yoroz’da
balıklar yüzerken ıssızlığa

gece karanlığına binip
sadece karatavuklara öykü yazan
kaful yüzlü bir semtti…

milet’ler
|belki de millet olmak için|
üstünde tarih yazacakları
adına “trapezus” dedikleri kentti…

……./

karın
yeşile yığdığı uğultuyla koşup

ksenefon’un
“yenilmek ölüm değil ya” dediği
kumandan kurus’a

ve kaçarken cunaxa’dan
binlerce at
döşlerinde tekme yarası
hohlayıp avuçlarına
bozgunun kan kokan faciasını

nal izlerine yol sordular
ağlayarak...

misafirleri karşılar
bir ayağı denizde
bir eli göğde
dağlar

ve limanda soğutup
aklın gemilerini
döndüler
kaderleriyle ölmek için
kendi yurtlarına
sağlar

bu defa yalınayak!

…../

pontus romalı’ları bekler
tarih kendini söktürür kendinden
kalın bir damar daha kesilir

gırtlağın boyuna değdiği yerden

-….. hadi tarih; ayır şu kanı terden-

…..

ve romalı hadrianus
siler günlerce
|çocuklar ve ışık görmesin diye|
kanı
karanlıktan

toplayıp
t/onbinlerce taş çevirir etrafını
incir ve dut ağaçlarının

ve zeytin
ege’den bir seyyahın sırtında
gelin olur karadenize

savaşa aldırmadan

…..

bizans
başını uzatır soluk soluğa

insan
yumuk elli çocuklar doğuran
yumuk elli çocukları katlin adı:
sefer
o zamanın diliyle
öldüreni
kahraman yapıp her sefer...

devralır “zulmün” nöbetini erkten
kommen’ler
ve onlara da aynı kemençeyle
öğretir ölmeyi
fatih’ler…

…..

ekimdir
yeni yekimdir/yıkımdır
duvarlar ve kaleler
yirmidir üstüne altıdır
bin dört yüz altmış birdir

|yavuz sultan selim vali
süleyman daha bebek|

hiç durmadan sökülür geçmiş
hiç durmadan yamanır gelecek

……/

iki dere
bileklerini keser
trapezus’un
ve dağlar
kopup akar oluk oluk denize

yalın bir tahrif!..

|gizli geçmişin
bitmez sanılan
gelecek yanılsamasıydı
anlattığım tevâtür|

şu meşrû (!) tarih…

Bürran SAKA

Trapezus; masa…

"Haldun Hakman''''a sonsuz teşekkürlerimle"
] ]

Başa Dön