Yurdumun bağrından kopup da gelmiş,
Bize, bizi hatırlatan türküler.
Bilinmez kim düzmüş, kimler söylemiş,
İnsan kokan, sevgi kokan türküler.
Kimisinde bir ana yavrusun' arar.
Kimisinde gelinler yar için ağlar,
Kimisinde âşıklar sevdiğin' sorar,
Yüreğimi bir ok gibi delen türküler.
Veysel'den, Emrah'tan, Karac'oğlan'dan,
Yunus'tan, Köroğlu'ndan, Dadaloğlu'ndan
Türkiye'min dağlarından, ovalarından,
Beyitler, deyişler diyen türkler.
Bazen güldürürsün, bazen ağlatır,
Derdi olan, seninle dosta haykırır,
Sıladan, sevgiliden haber getirir,
Bazen bir gül, bazen diken türküler.
Teselli pınarısın, sen avut bizi.
Unutalım acımızı, kederimizi,
Biz sende buluruz yittiğimizi,
İçimdeki sırrı bilen türküler.
Seninle dayandım kedere, gama,
Türkü yaktım ayrıldığım sılama,
Acılara dayanması zor ama,
Bana çare, derman veren türküler.
Seninle tanıdım atalarımı.
Yaşadım, insanımın acılarını.
Sevdim gardaşımı, bacılarımı,
Türkiye'min rüzgârında esen türküler.
Anamdan, babamdan izler var sende,
Türkiye'min dört yanından sesler var sende,
Dargınlar var sende, küsler var sende,
Sevgiliye sitem eden türküler.
Kamuran Esen der ki: "Türkü dinlerim,
Dinlerken kimi ağlar, kimi gülerim.
Bir hayal âlemine dalar giderim,
Sazımın tellerinden gelen türküler."