kadersiz bir ayyaş gibi kadehlerdeyim
seni sensizliğin şişelerinden içmekteyim
bardaklar koğuşlar gibi bir bir boşalmakta
içimi afakanlar gardiyanlar gibi basmakta
sensizlik bana yorgan döşek sarılmakta
uykularım firarda gözlerim tavanlarda
ruhum mahpuslarda bedenim prangada
bardaklar koğuşlar gibi bir bir boşalmakta
mahkumluğunu tatmaktayım sensizliğin
hala sana tutuklu ilk gün gibi tutkuluyum
cezasını çekmekteyim seni sevmelerin
ey güneş gözlüm görüş günümde gelirsin
belki beni bir daha görmek istersin diye
kalp duvarımı kerterek beklemekteyim