"Yarınki gazetede ne yazıyorsa, bugünkü gazetede de aşağı yukarı aynısı yazıyordur." — Mark Twain (Kurgusal)"

Uçurumdan Bozma

yazı resim

soyunup kutsal hezeyanına
sıvazlamamalıyım sırtını
bu kavak üstü yalnızlığın.
şairini erkenden öldürmemek için

çağcıl rus ruletleri oynamamalıyım artık kadınımla
bin kere tetik düşürmeliyim
içimdeki zindanı kurtarmaya.
az da olsa ağlamalıyım yine de
kündeye getirilmiş aşklarıma

öyle bir tokat ki
yüzümün cenderesinde kirli şehir uğultuları
hep bir kuytuluk arayışı
kargacık burgacık da olsa

sızlamış kaburgamda izi kalmış erozyonlarım
katmer katmer uçurumdan bozma yarlarım

bu mavilikler içinde kaç kıçı kırık su yuttum
en tuzlusundan!
ne denizler yakaladım gecenin katran koynundan.
paslı demir yığınlarının asbest solukları.
üstümden geçen kedi katili fareler.
mavimi çaldılar.
kara boğazıma saplandı
yutkunamadım.

avuçlarımda bir çavlan eriyor şimdi
az kaldı ölüyorum.
görüyorum.
ölümün geldiğini beynimin şaşı dehlizlerinden

baba;

beni bir şiire sakla!

hidayet dal/
can sokağı lambaları
]

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön