Bizi bu oyuna almadılar.
Ya çok geç kalmıştık başlamaya,
ya da vaktinden önce gelerek bozmuştuk bütün kuralları hiç farketmeden.
Kendi dengemizi unutmalıydık oysa.
Birbirine aşık iki yürek gibi görünmemeliydik maskeli meclislerin içinde.
Çabuk tanıdılar yüzlerimizi.
Yaşanacak hiçbir bahçeyi bize bırakmadılar.
Gitmeliyiz demiştim sana.
Bütün yıkılışlarımızdan kaçmalıyız çok uzaklara. Masallarda anlatılan bir ucu umuda dokunan şehirlere uzanmalıyız.
Bütün yenik aşkları onlara bırakmalıyız...
Kaçışımız hiç gerçekleşemedi.
Bizi günbegün körelten alışkanlıklar,
aşkı unutturan yalnızlıklar bırakmadı yakamızı.
Bizde düzene bağlı kaldık.
Kör edici ışıkların altındayız şimdi
bize ait ne varsa anlatıyoruz silik yüzlere,
odalara sığmıyor ihanetlerimiz.
Biz yine kaybediyoruz...
Sana bıraktığım,
yaralı sözcüklerim iyileşip geri döndüler bana.
Çok zaman geçti ve herşeyi unutturdu
sahte tebessümlerle yüzüme bakan maskeler.
Sözler bir şarkının içinde aşka mazeret oldu umarsızca bizden.
Her şey unutuldu.
Karanlığa gömüldü şiirler