]
Bu dünyayla gelmekle neler kazandım bilmiyorum!
Keşke hiç açmasaydım dünya nimetlerine gözümü.
Keşke çıkartmasaydın beni gün yüzüne.
Biraz daha orda kalamaz mıydım ?
Yoksa çok mu yaktım canını?
Kendim gibi sessiz bir dünyaya gelmedim!
Doğarken ağlamayışımın nedeni değilmiydi susuşlarım?
Yedi kordona inat nasıl yaşamışım?
Şimdi yirmi üç senenin hesabını veremiyorum kendime!
Nefes alamadığımdan karnından siyah doğmuşum yoksa ondan mıdır siyaha tutkun oluşum?
Siyah ölümü anlatır değimli anne?
Mavi gökyüzünü, sarı umudu.
Ben siyahı seçtim!
Benim doğrularım senin yanlışların oldu hep!
Bunu ben istemedim,bunu sen istedin beni dünyaya getirirken düşünecektin bunları.
Koyu bir renge âşık oluşumu düşünecektin anne.
Ben senin gibi sevemedim menekşeleri, hanım ellerini, kauçuk çiçeklerini.
Ben senin istediğin gibi olamadım üzgünüm!
Benim değer yargılarım seninki gibi olmadı hiç.
Yapamadım hesaplı yargıların tutsaklılığını.
İşime geldiği gibi yaşadım hep.
Âşık oldum sevdiğim kahramanlara.
İçimde devrimciler yaşattım anne denizleri bu yüzden çok sevdim.
Kitaplardan öğrendim anılardan çıkartmaya çalıştıklarımı ve ömrümden çıkanları.
İyi bir hiç olmak, kötü bir var olmaktan daha iyi değimlidir anne?
Soyutlayışım kendimi aslında bu yüzden değilmidir?
Ben senin gibi olamadım!
Siyah beyaz filmlerde ağlayamadım hiç Belgin Doruk, Türkan Şoray hayat kahramanlarım olmadı.
Benim sen istemesen de Cezmi Ersöz, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Arif, Nazım Hikmet Ran’larım oldu anne.
Işık edindim onları yoluma, kaleme âşık, kâğıda tutsak oldum sayelerinde.
Ben buyum anne! Bildiğim yoldan şaşmayacak kadar gözü kara, Ağlamayacak kadar duygusuzum.
Kısacası anne ilke edindiğim hiç bir şeyden pişman değilim.
Sadece neye kızıyorum biliyor musun?
İçimden cenazeler kalkarken bile ağlamayışıma.
Bu gece yıldızlardan birisi daha kaydı!Benim inancıma göre de iyi kalpli bir eşkıya daha öldü affet beni anne!
Üzgünüm...
Üzgünüm!
İçimde devrimciler yaşattım anne denizleri bu yüzden çok sevdim...