"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Üzüldüğümü Belli Etmeden Kaçmama Yardım Et

"ne yazık ki varım" acemi ısırgan bir sütdiş ( düş ) gibide olsam ; beynimdeki sargıların sarım sayılarını , ihanete uğrama miktarına bölsen ortalamada yeterince saldırgan sayılırım ( bu yine "1 olmak" adlı nadide esere gider kusura bakma didem...

yazı resim

"ben en bensizim" diyen ego ;
beninin yüceliği vuruyor mum alacası duvarlara sen sustukça , tepkisizlik bilmiyor musun bir cinnet fakültesidir adama...
üfle şimdi dudaklarıma yeniden adını ki soyulsun öpüşlerinden kaplama kabuk, dön ki sırtını tavana ,kıçın dünyaya bedel , yüzüstü uyuyamayanlara inat, ben dışarda kalayım , kendimi koyvereyim ukala sözcüklerime, alaya alayım kaybedecek birşeyinin olmayışını , çünkü ben varım, karnım var, sığdırdıklarım ve itelediklerim,
"ne yazık ki varım" acemi ısırgan bir sütdiş ( düş ) gibide olsam ; beynimdeki sargıların sarım sayılarını , ihanete uğrama miktarına bölsen ortalamada yeterince saldırgan sayılırım efendisiz yaşamaya çalışırım egomdan ötürü , özgürlüğe köleleşmişlerle doludur eşrafım, ve tek düze değilimdir asla ayrılık mektuplarında...
sen şimdi sus ve yüzünü yarı arala bana ki giderken tereddüt edeyim , ama acıyı içe gömme olimpiyatlarında akıl hastanelerinden alınmış kupalarım var benim ( hatırlamamak için orada sergiletiyorum "egomdan ötürü" ) bu yüzden giderken maçını 4-0 kazanmış bir liseli oğlan rolü yapabilirim, hatta sen sustukça ben bu yılan dilin zehrini tüm evine bulayabilirim.
koşarak inmiycem çıkışa ki üzüldüğüm izlenimi yaratmasın , katlardan aşağı kaydıkça asansör hatta bir keyif sigarası sunucam senden arınmış dudaklarıma, kıçımın hareketini izlemiyceksin bu defa ( doğal erkek ) ve ben camda olmadığını bilsemde çaktırmadan yine bakıcam odana , yakalanmamak gerekir uzaktan kırbaç vuruşlarına ne de olsa...
sen kapat gözlerini bu duygulara ki benden iyi tiyatrocu yoktur. asla bilemezsin ben söylemedikçe doğruları... duymak için gerçek ne ; önce öldürmelisin ağzımdaki şahmeranı, bil ki ne "kalamti jeynler" ne "zeynalar" ne "madam küriler" hatta "lilithler" koparamadı başını, büyüler yaptılar , esrarlar sundular, fizik deneyleri ve şahmat kılıçlar tüm bu savaşlardan yaralı ama yorgun değil, bak ama şimdi sen sustukça deliğinden çıkıp ihanet edesi geliyor bana , bu tavrın ona da çok aslında bana da...
sen şimdi gölgende otur , ben gidince nasıl hain ve aymaz olduğumu kabul ettir bünyene, biliyorsun uykusuzluğun sınırı yok benim için , ben uyumayacağım düşümde sırf seni görmeyeyim diye ...
çırılçıplak mısın hala ?

KİTAP İZLERİ

Tutunamayanlar

Oğuz Atay

Tutunamayanların Edebi Ayaklanışı Oğuz Atay'ın anıtsal eseri "Tutunamayanlar", 1972'de yayımlandığında Türk romanında bir deprem etkisi yaratmıştı. Yarım asır sonra bile, bu sarsıntının artçıları edebiyat dünyasında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön