Kendisi ile çok iyi dostukları olan Necip Fâzıl Üstâd, onun hakkında şunları söylüyordu:
Cemil Meriç, iç gözleri daha iyi görsün diye dış gözlerini Allah'ın görmez hale getirdiği hakiki İslam münevveridir
O nun kitaplarıyla , ben ancak 1980 in hemen başlarında tanıştım. Zannederim, okuduğum ilk kitabı, halen kitaplığımda bir müracaat kaynak olarak yer eden, 487 sayfalık KIRK AMBAR idi.
Daha sonra BU ÜLKE, MAĞARADAKİLER, ÜMRANDAN UYGARLIĞA, BİR FÂCİÂNIN HİKÂYESİ, JURNAL ler ve daha nice yazdıkları ve hakkında yazılanları , aralıksız kırk senedir büyük bir bilgi açlığı ile okudum.
Türkiye nin sosyolojik, felsefî, tarihî, siyâsi vd. konuları hakkında, başka yerlerde bulamadığımız doğru, bilgi ve yorumları, onun kitaplarından hâlen de kolaylıkla buluyoruz.
Yakın tarihte Türkçemizin dili ve yazısı üzerine oynanan oyunları, bunun Türk toplumu üzerinde yaptığı yıkıcı tesirleri, MAĞARADAKİLER isimli kitabının, girizgâh bölümünde yaptığı Eflâtun un ünlü "mağara" metaforundan yola çıkarak anlatır.
O metaforun ışığında yaptığı yorumda; yılların baskıcı tek parti rejiminin adeta mağara ya kapatmışcasına tecrit ettiği Türk aydınlarının, kapatıldıkları hücrelerden, gün ışığa çıktıklarında, nasıl değişik, düşünce ve inançlarla savrulduklarını, edebiyatın şaikâsındaki bir üslûp ile anlatır.
Özellikle, 70 li yılların ikinci yarısında, Batı dan ithal, sağ-sol gibi, zıt terminolojik kavramlarla, toplum içine yerleştirilen, sûni nifak hareketleri ile Türk toplumunun kamplaştırılmasının, ülkeye ne denli zararlar verdiğine dair , okuruna önemli işaretler ve mesajlar verecektir.
Aydın geçinen insanların, Avrupa kültür ve medeniyeti karşısında, bilhassa kendi istek ve gayretiyle içine düştüğü aşağılık kompleksinin sonucunda; onların, ham hayâl bir düşünce ile vardıkları Batılılaşma mefhumunun, erişilemeyecek bir ütopya olduğunu anlatır.
Yine, 1980 li yılların en önemli aktüel meselelerinden biri olan ve Edward Said in aynı başlıkla yazdığı kitabı esas alarak, oryantalizm hakkında, sayfalar dolusu inceleme ve eleştirilerde bulunacaktır.
Oryantalizm i sömürgeciliğin keşif kolu olarak tanımlayan Meriç, Batılı yazarlar ve entelektüellerin, sosyal bilimler, kültür, sanat ve edebiyat faaliyetlerini yaparken, amaç olarak, İslâm dünyasını sömürgeleştirmek için, araştırma ve incelemelerinde vardıkları sonuçları çarpıtarak , Batı' lı yayılmacılar için bir malzeme hâline getirmeye çalıştıklarını yazar.
Tabii ki bütün eserleri içinde, Türkiye genelinde, her halde en çok okunan ve hakkında yazılıp, konuşulan kitabının BU ÜLKE olduğunu düşünüyorum.
Edebiyat ve sanat çevreleri, yazıldığından bu yana, BU ÜLKEden, sürekli iktibaslar yapmış, kitap hakkında, övgülerle dolu, önemli yorumlarda bulunmuşlardır.
Kimilerince entelektüel bir otobiyografi olarak tarif edilen bu kitap, 1980 li yıllarda yayımlanması ile beraber, milliyetçi ve dindar Türk toplumunun üzerinde önemli bir yer edinecektir.
Gerek bu kitap, gerekse Üstâd ın diğer kitapları hakkında, sadece ana başlıkları itibariyle bahsedilecek olsa bile, yüzlerce sayfaya sığdırılamayacak kadar bir konu çeşitliliği söz konusudur.
Kendisini, rahmet, hasret ve muhabbetle yâdediyoruz.
Salih Zeki Çavdaroğlu
13 Haziran 2020