Yağmurun Ayak İzleri

Uzun bir yürüyüş, içimde bir bunaltı. Yağmurun ayak sesleri geliyor. Susucu sesler içinde kaybolmak, bilmek gidişlerdeki boşluğu ve yalnızlıkla yağmurda bir başına kalmak. Yorgunum. Kendimi sisli bir Pazar sabahı ekmek almak için dışarı çıkmış, kaybolmuş

yazı resim

Uzun bir yürüyüş, içimde bir bunaltı. Yağmurun ayak sesleri geliyor. Susucu sesler içinde kaybolmak, bilmek gidişlerdeki boşluğu ve yalnızlıkla yağmurda bir başına kalmak. Yorgunum. Kendimi sisli bir Pazar sabahı ekmek almak için dışarı çıkmış, kaybolmuş bir çocuk yalnızlığında hissediyorum.

Yağmurun ayak sesleri hızlanıyor, hızla akıyor içime. Ben yalnızlığa akıyorum. İçimden yolculuklar ve hiç binmediğim trenler geçiyor. Bir istasyondayım. Karanlık ve tek yöne giden trenler kalkıyor, asla dönmeyen trenler. Bir kabus uykusunda gibiyim.

“Şans!” diyorum inanmadıgım şanslara, inanmadığım yalnızlıklara beni sürükleyen ne? Sorgular gidin artık. Acı yüklü vagonlar gibi hayatım. Yaşam gözümün önünden hızla akıyor. Her araladığım anımda bir hüzün saklı. Biriktirmeyi hiç sevmem oysa acıları. Şimdiyse vagonlar dolusu acıyla yürüyorum istasyonda. Çok yorgunum ve her şey ne kadar ağır geliyor.

Yalnızlık mı bu yaşadığım? Tam değil. Aslında kayboluyorum ıssızlıkta. Tüm bu kalabalığın içinde kalakalmak ve kinci bir öfkeyle kendini defalarca asmak. Neyi karşılıyor ya da neye çözüm bu asışlar kendini? Sokakta yürürken gördüğüm yanılsama duygularım ve insan yüzlerine ne kadar yabancıyım. Yabancılık beni benden uzaklaştırırken nasıl başkalarına yabancı olmamayı başarabilirim?

Başımda müthiş bir ağırlık kan uykularından uyanıyorum. Hayat benim için kendini kaybetmiş bir sanrı şimdi. Düş gerçegine düşünce çırpınırsın. Üstü örtülmüş bilmeden bir adım atıp düşülen derin bir kuyudan nasıl çıkmak zorsa, bu sanrılardan kurtulmak da o kadar zor geliyor.

Kendime “bitecek bunlar, hadi gayret!” dedikçe, bitenlerin bitmeyenlerden oluştuğunu görmek ne kadar acı ve yorucu. Güneş her zamanki gibi doğuyor, ay her zamanki gibi batıyor... Bende ümidin ve varolmanın gücüyle yürüyüşlere çıkacağım. Ayakta kalmanın tek yolu bu, sanırım!

GÜLFİDAN KEMENT

Başa Dön