Bu çağın insanı belki değildim
Ondandır bu şehri dizelerce sevmelerim
Durur hala sisli bakışıyla izleri geçmişin
Düşer üstüne ay zamanı yakamozlu denizin
Denizi ağlar eylülünde mavii seherin
Tuz dökülür kubbelerinden Süleymaniye’nin
Islak güvercinleri olur Mısır Çarşısı gölgesinde
Kuşluk vakti bir yemlik düşler kuran
Umut saçılır çılgınca yine de
Atılan her yeme açılan gümüş kanatlarından
Nasıl sessiz ezan seslerinde mavnalar şimdi
Nasıl kimsesiz sallanır iskelesinde kederin
Rüzgarlı bir yelkenli yüreği ile çekebilir miydi
Gitseler gidecekleri hangi deniz ki daha derin
Kapalı durur asırlardır gizi, zindanında Yedikule’nin
Kanlıkuyusundan sızar Marmara’ya tutsak sızıları
Hayal/et güzelliğini şu eşsiz Yeditepe’nin
Yakışmaz siluetine iz-sizdir kara yazıları
Bilirim zamanın sultası yok bu şehirde
Yüreğindeki çizgileri kim yarattı
Zamansız gitmeler düşünse de
Sade bir yürek uçar uzaklara Mavii kanatlı
Mavii
] ] ]