Yanılsamalar

Nefes almaya başladığım zaman , ölüme yol almaya başlamıştım bir kere. Kaçınılmaz gelecek ,peşin sıra yaşlanmaya başlamıştı artık benliğimde.

yazı resim

ÖLÜME GİDEN YELKENLİ

Nefes almaya başladığım zaman , ölüme yol almaya başlamıştım bir kere. Kaçınılmaz gelecek ,peşin sıra yaşlanmaya başlamıştı artık benliğimde. Evet hayat tüm gerçekliğini sunuyordu ,düşlerim buna yetişemiyordu gerçekler bedenime acımasızca saldırıyor ve ben çaresizliğin içersinde sarmaşıklar gibi kıvrılmış sadece gözlüyordum. Gerçek diye anlamlandırdığım şey hayatın ta kendisinden başka bir şey olamazdı.
Gözlerim ışı gördüğü anda hayata yabancılaşmıştı bir kere. Kim bilir belki de gözlerim de bedenim gibi isyan etmiştir, ölüme yelken açan gemiye. O anda hayretle bakmışımdır, ne kadar kalabalık bu gemi diye, ama binilmişti bir kere, inişi olmayan yelkenlide ölüme doğru yol alacaktık. Bebek bedenimle bunca hüzünlere, isyanlara, kalabalıklara nasıl dayanabilecektim ki! Ölüme yol alan yelkenli, daha nerelere uğrayacaktı, kimler binecekti acaba! Bütün bunların yanıtını şimdi büyüyen duygularım ve gözlerimle görüyorum...
Bebek bedenim büyüdü artık ve o zaman dan beri bütün acılara karşı direniyorum. En kasvetli duygularımla, siper ediyorum kulağımdan çıkan ezgileri, savaşçı gerçeklere, savaşçı sahteliklere...
Şimdi limanlardan birindeyim. Geçmişi gördürüyorum etrafımda olan yanılsamalara. Küçük tınılar sunuyorum yorgunluklar içindeki kulaklara, mavilikler adına büyüyen sevinçleri arıyorum, ölümün eşiğinden sıyrılıp açan çiçeklerde... ne kadar renkliler, zaman içinde dallanıp budaklanmışlar, bir tanesini ince zarif parmaklarımın arasına alıyorum. Ne kadar da mutlu görünüyor, gülümsüyor gibi geliyor , sevinç çığlıklarını duyar gibiyim...

] ]

Başa Dön