"Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. Pazartesi sendromuyla aynı mantık." – Mark Twain"

yazı resim

ellerin ellerimsiz olamayacak
biliyorsun...
biliyorsun,mavinin görkemi geçicidir.
değmezse kokumun tılsımı ruhuna,
hep yarım kalacak gece
biliyorsun...
ısıtmaz hiç bir sonbahar güneşi seni
ve ıslatmaz en kurak yerini ruhunun,
zamansız aşk gecelerinin serseri sevişmeleri gibi.
sigaranın dumanı kadar katıdır matem,
soluksuzdur kin,
nefretin yaktığı kilometrekare,cürümü geçmez bende
biliyorsun...

göz bebeklerin, sonsuz hareler içinde aynı kadrajın yansımasıdır
içiçe belki milyon defa sonsuzluk.kaybolurum,biliyorum.
biliyorum gamın sedası,en kılcalımda dolanır durur
keder omzunda ağladığım sırdaşımdır,
susar en konuşması gereken saatlerde
sessizliğinde tükenirim
biliyorum...
aynı portrenin fersiz iki gözü,yanaklarımda iki vadi
çehresi,tıpkı bir çöl kayasının zamanla yitip bitmesi gibi
ve sonunu bildiğin bir romanın sayfalarını çevirir gibi inatla
aynada kendimle konuşuyorum şimdi.
biliyorum;
aslında hiç var olmayan bir kadının şifresi
can pahasına açılası bir kripteksin içinde gizli

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön