Yaşarken, özlediğim şehirleri sevdim ben,
Terk edince pişmanlık olsun diye değil ama
Yaraladım kendimi…
Sarı ve serin camlı bir bekâr odasıydı gençliğim,
Sığdırabildiğim kadar avuçlarımın içine alarak dünyayı…
Hohlayarak eritmeye çalıştım yaşadıklarımı…
Nefesimin sıcaklığında
cam'a
içinden ok geçen bir kalp çiziyorum.
Sen kadar sakin ve günah…
Sen benim gölgeme iz’ düşümüm değilsin artık
Ya da karşılıklı bir ses kırılması aramızdaki…
Terk edince pişmanlık olsun diye yaşadığımdı…
Sen.
Ben.
Yaşarken genç olmaktı belki de.
Hala oradayım, hatırladığın gibi. Bilesin.
Arabalarına, kredi kartlarına
Ve kedilerine, sarılan insanları kıskanıyorum,
Her anımsadığımda anı ve seni…