Ne çok tanıdık ses,
ve ne çok kemik var
bu güzel insanlar mezarlığında.
Sıra sıra dizilen,
kıymık olup kanatan
muştu tohumu gibi ekilmiş
görür görmez sevdiğim kemikler..
/Acı kemiği, umut kemiği, sevgi kemiği..
En uzunu da açlık kemiği./
kan yeşili denizin ortasında
şimdi tam sırası diyorum yaşamanın
sevdiğimden beri yeşilin bu tonunu inadına
şimdi tam sırası biliyorum taze kemikler doğurmanın
müslüman bir yürek bulup
şimdi tam sırası çağırmanın
Boşnak bir gözyaşına