Yetişemediniz…
Seval Deniz Karahaliloğlu
Biz insancıklar,
Bir yerden, bir yere koşuşturur dururuz.
Azığını yazdan hazırlayan karıncaların telaşıyla,
Hep, bir yerlere yetişmemiz lazım.
Kahretsin!
Yine geç kaldım.
Hemen adaklar adanır.
Lütfen, Tanrım!
Bir güncük olsun, bir yere vaktinde gideyim, develer kurban edeceğim.
Trafik sıkışıklığı mı yoksa dar zamanlar mı bilinmez.
Allah, develeri daima olası bir katliamdan korur.
Telaş!
Hep bir yerler yetişme telaşı!
Geç kaldığımız bir randevuya,
Sabah işe gitmek için servise,
Kalkmaya hazırlanan otobüse,
Düdüğünü çalan vapura,
Başlayan filmin ilk karesine,
Sonraları hayatımızı belirleyecek olan ebleh sınavlara,
Bir konserin uçuşan ilk notalarına,
Yetişmeye çalışırız.
Sonra bir gün, bu harala gürele arasında,
Apansız,
Belki de o korkunç kalabalıklarda,
Bir randevuya koşarken soluk soluğa,
Yüze tokat gibi çarpan o boşlukta,
Gözleriniz çaresiz birilerini arar.
Ve sorarsınız.
Pardon, burada olacaktı, gördünüz mü?
Köşede oturan yaşlı adam, dudaklarında uçuşan o gizemli gülüşüyle yanıtlar.
Maalesef hanımefendi,
Biraz önce gittiler,
Yetişemediniz.