hayat dörtlüklerini oturtmuş çakı uçları
tahta oturağına
telefon ekleri kopmuş, bildiremezsin kayıpları
şansa bulsan da
şaşı bir florasanın altında
yaprakları titriyor gibi palmiyelerin reklam panosunda
yüreğim titriyor, ona gibi fazla
yorgun adamlar durağında
bayat cikletleri toplamış duvarı
ağız kokusu fetişisti olmalı
birebir pençelenmis, hareket raporları
isterdim o tırnakların elleri burada kalsaydı
umulmadık bir zamanda
dumanı öne geciyor sanki otobüslerin bayır çıkışlarında
zaman geçiyor, ona sanki fazla
yorgun adamlar durağında
gece boşalttığı şişeler alınmasaydı
bir o kadar görünecekti bedbahtlığı
gizlisine sinmis nikotin-esans karışımları
benimsemiş terli dokunuşların kaçışlarını
uykusuz yalnızlıkların sığınağı olmayı
tam küfüre hazırlandığında
bir kapı açılıyor suratına
kırmızı kadın ayakabılarının topukları çıkıyor dudaklarına
iniyor daha doğrusu, dilini kesiyor aslında
yorgun adamlar duraginda
koşup koşup
durmayı
susup susup
konuşmayı
yaşamı bekliyorsun
mutluluğun tadı ağzında
yorgun adamlar durağında