“Yekün yok rahibe gözlerinde”
Hani şu çoraplarını ters giyen varya
Ve ayakkabılarını
Bazen de duygularını
Hani geceleri anne karnındaymış gibi uyuyan varya
Elleri dizleri arasında
Ve başparmağı ağzında uyanan
O benim işte, o benim..
Hala, hala bir yanım asfalt ve
Bir yanım çocuk..
Bir yanım din gibi köktenci;
Biryanım çırılçıplak, dil gibi..
“Hüznü; boynuna bağladım gözlerimin,
Yüzünden astım..”
Sahi bana gözlerini kiralar mısın sevgili,
Bir bardak suya
Bir yüz çizerim gölgemin parmak uçlarıyla,
Gözlerine ait.
Bana gözlerini..
Gözlerini sevgili..
Kiralar mısın?
Oysa,
Oysa ben sana gözlerimi karalamaya hazırdım
Tıpkı karakalem gözlerimdeki düşler gibi
Karaladığım…
Sahi,
Sahi sevgili,
Senin gözlerin değmedi değil mi
Marmaranın kan soğuğu tenine
Sen hiç ıslanmadın, yağan bir gecenin penceresinde
Ve üşümedin..
Ve ısınmadın hiç, dolunayın hatrıyla
Değil mi?
Bir dua çizebilir misin bana, bir dua ?
Sabahın tam karşısına, bir dua
Sana tutunabilmek için,
Çizebilir misin?
Hadi boya bu kalbi,
Hadi.
Hadi boya hiç tanışmadığın ıslaklığımı
Hadi boya, ayaza
Hadi, boya bu bedeni
Karanlık bedeni ama beyaza
Hadi boya, hadi boya; bir fırça darbesi daha..
Şimdi içimde:
Kuruboya hastalıklar
Yüzümde hicazet ve haciz memurları
Temize çekilemeyen bir beden
Tanışmaya nasip olunamayan düşler
Ve dudaklarında beslenen acizliği
Çocukluğumun.