Nerden geldim şimdi bu konuya?Sözde ellili yıllarımı anlatacaktım.Köydeydim,çocuktum....ve,
Köy akşamına çöken yalnızlık
Horoz sesinde aralanan şafakta tükeniyordu
Güne karışıyordu çocukluğum
Taşlı yollarda bakarken karıncalara alnım terliyordu
Dalıyordu bakışım / yoksulluğumu yaşıyordum..
.
(UNUTMADIM'dan)
Çarşı ne,bakkal ne,şehir ne bilmiyordum.Sadece ben değil,köyün bütün çocukları aynı konumdaydı tabii.Üç kilometre uzaklığımızdaki(sonradan algıladım mesafeleri..)köyden,eşeğinin heybelerine bir şeyler doldurup(sonraları bunu kağnıya çevirdi) satmaya çalışan çerçici gelirdi ara sıra köyümüze..
Hatırladıklarım içinde boyalı şekerler,balonlar,
sakızlar,minicik içi dolu lastik toplar,leblebi,
iğne,makara,işleme yumakları gibi şeyler vardı.Her gelişinde başına toplanırdık bütün köy çocukları...
Gözümüz kalırdı onlarda.Hele balonlar,hele şekerler,hele toplar ,hele sakızlar yok muydu!...
’Hepsinden birer tane olsa yeter’ derdim içimden..Balonu görünce gökyüzüne bakardım;
şekere bakınca ağzım tatlanırdı...Tahta bir topaçla vurduğum topta aya,güneşe ulaşmak isterdim toplara kayınca bakışlarım...Sakızı vıcık vıcık
olana kadarçiğnemek,arsızca patlatmak geçerdi içimden...Ama,yoktu işte!..Kurduğum hayallerden de yoktu kimsenin haberi.Olsaydı eğer;ne yapıp,ne edip onları alırlar”al çocuğum,bunlar senin olsun”derlerdi.
Çok kızıyordum insanlara;en çok da ‘çerçici’ denen o sevimsiz adama kızıyordum..İçimdeki nefret duygusunun tohumlarını o atmıştı garanti.Ne olurdu sanki,bir kerecik olsun dağıtıverseydi getirdiklerini bize...Değil dağıtmak,elimizi sürmemize bile izin vermiyordu.“Git!..Bir yumurta getir!Üç tane şeker veririm” diyordu üstelik.(Demek ki ötekiler daha çok yumurtaya bizim olacaktı..)
Bunu duymuştum ya,bir umutla eve doğru koştum hemen..Annem,kapının önünü süpürüyordu.Yanına sokuldum;minicik ellerimi yöre dokumasından,elde dikilmiş bez şalvarına kilitledim.’Anne ,bir yumurta ver ne olur,şeker alacağım!’dedim.Biliyordum vermeyeceğini ama,gene de istedim.Yüzüne bakıyordum merakla ve umutla annemin..”Al kızım” demesini bekliyordum;”olmaz!..Ne yumurtası?Onları pazarda satıp,yağ şeker,tuz,çay alacağız.”Diye bağırdı.Saydıklarının içinde şeker adı da geçmişti ya,gene umutlandım;”Anne,ben de şeker alacağım ..”dedim yeniden..İnatlaştığımı düşünmüş olacak ki,iyice kızdı bu sefer;şalvarına kilitlediğim ellerimi çimdikledi:”Git başımdan!..”dedi.Haklıydı belki de kim bilir!..Ama ben kırılmıştım...Boynumu büküp oradan uzaklaşmak yerine,daha da dikleştim.
Ağlayarak anlatmak istediğim isyanım söze döküldü bu kez:”Ben anne olduğum zaman çocuklarımın her istediğini alacağım!...”diye bağırdım.O an için rahatlamıştım şüphesiz ama,şimdi bu olaya
baktığımda şöyle demek geçiyor içimden:
‘ ÖZÜR DİLERİM ANNE!BAĞIŞLA BENİ! KEŞKE İSTEDİĞİM YUMURTAYI VERSEYDİN DE,BU KADAR BİLENMEMİŞ OLSAYDI ÖZVERİ DUYGUM...VEBALDEN KURTARSAYDIN BENİ!’
Duyuyor musun?
Not:Devam edecek