..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Anlamak beğenmenin başlangıcıdır. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Onur Tekin
Onur Tekin - OkurYazar
Site İçi Arama:


Ana Sayfa
  Ezan, Varoluş ve Ölüm (Onur Tekin) 31 Aralık 2014 Din 

Varlığımızın zihinsel başlangıcında ezan olduğuna göre zihinsel dünyada ezanın insan için özel bir anlamı ve yeri olmalıdır. Böyle özel bir yeri olanı sadece duyma duyu organına bırakmak o duyuya haksızlıktır. İnsanın zihinsel dünyasının başlangıcıysa eğer ezan, her şey onunla başlamalıdır. Tüm duyu organları onu duymalı, anlamalı, hissetmelidir. Göz, görmelidir ezanı ve okunduğu yeri. Burun, kokusunu almalıdır ezanın ve okunduğu yerin. Vücut, hissetmelidir ezanı ve okunduğu yeri. Dil, tadını almalıdır ezanın ve içindeki her kelimenin. Kulak, duymalıdır ezanı ve insanın kendi sesinden de duymalıdır içindeki her kelimeyi. Peki, bu nasıl olmalıdır? Ezanın ne olduğunu anlamak bunun için başlangıç noktası olabilir. O halde nedir ezan? Ezan, davettir Yaradan’a.

  Kibir: Ateş ve Ölüm - 2 - (Onur Tekin) 31 Aralık 2014 Fantastik 

Babil Kulesi İşçisi adlı hikayemin devamıdır. Daha devam edecektir. Sizlerden alacağım yorumlar bu konuda bana oldukça yol gösterecektir....

  Saygıdeğer Öğretmenim (Onur Tekin) 30 Aralık 2014 Meslekler & İş Yaşamı 

Ahh! Öğretmenlik... Sen ki bolca hayal kırıklığı, hayatını başkalarına adama işi, bol bol sabır, çokça cesaret isteyen, epeyce örnek alınacak bir kişilik sahibi olmayı gerektirensin. Sen ki öğretmenin sıklıkla başını avuçlarına aldığında yine bir yeniliğin geleceği kesin olan, sürekli değişim hali ve içi dışı huzur dolu olansın. Sen ki öğrenme aşkıyla öğretme aşkının bir bedende tutuşmasısın.

  Kibir: Ateş ve Ölüm - 1 - (Onur Tekin) 21 Aralık 2014 Fantastik 

Gökyüzünden çaldığı mavi renkli bir damla misali tebessümün ikramı yüzünde asılı kalmış bir özlemle başka bir renk olmaya değil başka bir rengi yaratmaya damladığını düşünürken... Bir öncesi bir sonrasının daha boyutuna yükselen hızın kucağında büyüttüğü, keyfaniyetin bekleme isteksizliğinde bir yolculuk, o anda girmişti akli düşlerine. Koyu kara bir renge dokunuyor akli düşün ilk karesinde. Sonra siyahın kaybeden sonsuzluğunda ruhundaki boşlukları dolduruyor. Bildiği kendi sanıyor kendini ama aynı kalamıyordu. O, o olmaya kalkan her acizin hazin akli düşüncesine kapılıveriyordu. Etrafındaki onun kelamlarına saygıyla selam duran ahaliyi gördükçe de bu akli düşünceleri kalbine zehirli bir ok gibi saplanmaya başlıyordu. O söylüyor ahali dinliyor, o söylüyor ahali yapıyordu. Dinlenilmesi ve itaat edilmesi hoşuna gidiyordu işçinin. Bu duygu farkına varmasa da onu adım adım Nemrud yapıyordu. Hatta aklından ondan daha dinlenilir ve daha güçlü olduğunu geçirmemiş değildi. Ancak bu düşüncenin bir duygu olup bedenini, kış mevsiminde karın toprağı sarıp yutması gibi sarmasına izin vermemişti işçi.

  Buluş (Onur Tekin) 13 Aralık 2014 Dinsel 

Gece ile gündüzün sınır noktasında ikisine de tabii olmayan o noktada bir insan devasa bir sur kapısının önünde o kadar güçlü hissediyordu ki kendini tıklatsa o devasa kapıyı kıracaktı. Gücü bünyesinden mi yoksa bulunduğu yerin esbabından mıdır bilinmez ama o kapı açılacaktı yoksa niye o insan orda olsun ki? Açıldığında gören gözleri görmeyi görecekti, duyan kulakları duymayı duyacaktı fakat tutan elleri ve ayakları tutmaz olacaktı. 'Sırlara vakıf olmak' bu o kadar korkutacaktı ki onu güçsüzlüğünü görecek ve korkacaktı, az önceki kudretinden eser kalmamış olacaktı. Derinliklerin fısıltılarını, gece vakti seslerin bile uykuya daldığı anda şaklayan yıldırım sesi misali duyacaktı kulakları ve utanç yaşları gelecekti gözlerinden ve en önemlisi ki mahkemelerin en yücesini kuracak ve hâkimlerin en acımasızının, ‘vicdan’ın karşısına çıkacaktı.

  Bedevi Çoban'ın Hayalleri (Onur Tekin) 5 Aralık 2014 Fantastik 

Kabuklarından çıkarıp düş tarlasına ektiği hayalleri gerçeğin fidesi olmadığından bu yana hayal kurmaktan vaz geçen Bedevi Çoban, düş tarlasını bir kereliğine olsun faal hale getirdiğinde ne ile karşılacağını bilmiyordu..

  Hayattan Kaçış (Onur Tekin) 4 Aralık 2014 Aşk ve Romantizm 

Karar verirken ne kadar özgürüz? Ya sonrası? Peki ya sonrasının sonrası? Kaçmak, yakalanmak, kargaşa... Ah Üstad! Her şey unutuldu, oralarla bağım bir sen kaldın. Yanında olmak orada senle beraber ağaca durmak isterdim köküm sen olan meyvelerimse ben. Yani bir yanım hep sen...

 

 



Yalnızlığımı beynimde olanlardan anlıyordum çoğu kez. Soru cümleleri ile cevap cümleleri savaş halinde talan ederken savaş alanını O'nu okumaya başladım. İşte tam o anda artık beynimde savaşı kazanan soru cümleleri olmuştu. Çünkü artık cevaplar O'ndaydı. Tüm bedenim sarsan yalnızlık hissinin her bir parçası O olmuştu. Anladım ki ben O'ndan bir parçaydım ve beni yaratırken demişti ki bana: "Seni hiçbir zaman ve hiçbir yerde yalnız bırakmayacağım."Şimdi algılarımla diyorum ki ben :"Yalnızlık O'na giden yolda kendini O'na verdiğin sözce tartmak hasılı O'nla olmak ve O'nu düşünmektir."



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Onur Tekin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 03.12.2024 19:23:47