Aþkýn Araf’ýnda Yol Dilenmeleri
(alper seçilir) 5 Ekim 2011 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Bir bakýþmaydý, anlamlandýrmak çok güç, belki sitemli, belki suçlu, belki korkulu, belki kýzgýn, belki alaycý, belki sorgulayýcý belki … belki … tam bir belkiler silsilesi, bir bakýþa bir sevdayý mahkum etmek kadar anlamlý bir o kadar da anlamsýzdýr üç harfli beþ noktalý. |
|
Geyve: "Mona Rosa"dan; Çocukluðuma…
(alper seçilir) 24 Mart 2007 |
Yerler |
| |
Ýlk Söylediðimdir, Bu.
Þaire þiir olmak; þiire ilham olmak… Bu sevdaya dil-bend olmak; her dem bülbül-i þeyda olmak…
“Zeytin aðaçlarý söðüt gölgesi Ben de çýkar güneþ aydýnlýða Bir niþan yüzüðü, bir kapý sesi Seni hatýrlatýr her zaman bana Zeytin aðaçlarý, söðüt gölgesi” …
|
|
"Kendini Arayan Adam"da Kendini Kaybeden Yazar: Halit Ertuðrul
(alper seçilir) 23 Þubat 2007 |
Yazarlar ve Yapýtlar |
| |
Günümüz modern dünyasýnýn temel edimlerinden biri olan yazmak meselesi belirli bir önem dünyasýna hakim olmasýyla birlikte içinde muhtelif sorunlarý da ciddi anlamda tartýþma sahasýna sokmuþtur. Temeli “fi” tarihinde baþlayan “sanat için mi; yoksa toplum için mi yazmalý?” anlayýþýnýn varyasyonlarý þeklen deðiþip nitelik olarak ayný kalarak halen entelektüel kirlilik oluþturmaktadýr. Bu mülahazalarýn çözümü pek mümkün gözükmemekte ve daha da ötesinde bir tefekkür mülahazasýndan öteye geçmeye muvaffak olamayacaðý izlenimi oluþturmaktadýr. Çünkü yazmak, tamamiyle, ne sanat içindir; ne de toplum için. Yazmak bir tarafýyla sanat için olanla; toplum için olaný birleþtirmektir. Peki günümüzde kaç yazar bunu baþarabiliyor? Tabii ki, bu soruya cevap bulmak eleþtirmenlerin baþlýca görevidir. Bu baðlamda, biz de bir bütün olarak düþünülebilecek bu sorunun bir parçasýný yanýtlayabilmek adýna, kitaplarý çok satan bir yazarýmýz olarak Halit Ertuðrul’un “Kendini Arayan Adam” adlý kitabýndan hareketle, bu konuda dikkatimizi celbeden sorunlarý dillendirmeye çalýþacaðýz. |
|
"Mehlikâ Sultan"la "Kaf Daðýnýn Ardýn (Da) "A Metaforik Bir Bakýþ
(alper) 8 Þubat 2006 |
Post-Modernizm |
| |
Ýnsanýn bilgiye ulaþma isteði, zamanýn sürecinden akýp gelirken, þekil ve niteliðinde çeþitli revizyonlarý da beraberinde getirmiþtir. Bu isteðin, en pratik yollardan elde edilme gayretine dönüþmesi de bu revizyonlardandýr. Bunun kavramsal literatürde yer bulduðu isimlendirme ise metafordur. Tanýmlanageldiði ifadelendirme biçimiyle metafor, bir þeyi baþka bir þey ile benzetmeye, kýyaslamaya, anlatmaya yarayan sembol niteliðindeki kavramlara verilen addýr. Çaðrýþtýrýcý olma özelliðine de sahip olan bu kavramlarýn metinleri algýlama konusunda okura kolaylýk saðladýðý düþünülmektedir. Ýnsanlarýn öðrenme edimlerinde önemli yeri olduðu düþünülen metaforlarý, biz de aralarýnda ortakbirliktelik iliþkisi olduðunu düþündüðümüz, Yahya Kemal’in “Mehlikâ Sultan” þiirini ve Emine Iþýnsu’nun “Kaf Daðýnýn Ardýnda” romanýný ayný düzlemde -ki bu düzlem metafor olgusudur.- bakýþ denemesine aracý kýlmaya çalýþacaðýz. Bu deneme giriþiminde bulunurken adý geçen metinlerin masal formuyla örtüþen yapý ve muhtevaya sahip olmalarýný da göz önünde bulunduracaðýz. |
|
|
ben þimdi bir gülü
kendi güvenliði için
bir sevda þiirine dönüþtürmeye
yargýlý bir þairim, yaptýðým bu iþte!”
Yavuz 1989: 23
Bir þairi kendi ifadeleriyle en iyi þekilde ifade eden bu mýsralar hayatý sevda þiirine, bu sevdadan kasýt, tanrý sevdasý, toplum sevdasý, yüce insan sevdasý, vatan sevdasý, ya da sevgili sevdasý olabilir, ne olursa olsun sevdanýn sýfatý önemli deðil önemli olan gülün (yani hayatýn) sevda þiirine dönüþtürülmesi meselesidir.
Ýþte þair kendini hayatýn var olanýný (gülünü) þiire dönüþtürmeye yargýlý hisseden insandýr. Bizim de bu çalýþmamýzdaki konumuz gülün dönüþtürücüsü olan þair, þiir ve bunlarýn tümevarýmý olan edebiyattýr
|
|