Deniz ile Fasıl
Geçenlerde de çok sevdiğim bir arkadaşım elinde bir koliyle çıkageldi. Çok beğeneceğin bir doğum günü hediyesi aldım sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almış? Fasıl ile Deniz'i.
Geçenlerde de çok sevdiğim bir arkadaşım elinde bir koliyle çıkageldi. Çok beğeneceğin bir doğum günü hediyesi aldım sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almış? Fasıl ile Deniz'i.
Doğuran ana olur, her doğan da zincirin bir halkası. Üç kadının, üç farklı halkanın öyküsü.
4 kuşak sonrasının bile sahiplendiği bir dağ köyü. Turkcell reklamındaki, yamaçtan görünen minare, karla kaplı yamaç. Orda bir köy var uzakta şarkısı. İşte benim köyüm...
Çok yakında evlenecek bir dostum için bu yazı..
Nerdesin yahu? Kim çağırıyor beni? Bu yalnızlıkta olsa olsa ben beni çağırırım. Nerdeee.. ile başlar bütün cümlelerim. Nerdesin o eski ben?
Bir doğa kanunu sonucu annemle babamın ilk çocukları olarak doğmuşum. Hatta o kadar şanslıymışım ki her iki ailenin de ilk torunu olmuşum. Hastaneden getirilip babaannemin üzeri elde örme minderli bir sandalyesine yatırılmışım. Etrafıma bütün aile meclisi toplanmış. Babam hamilelik boyunca turşu yiyen anneme kızarak çaydanlık kadar oluşuma içerlemiş biraz. Çok zayıf ve çirkin bir bebekmişim. Tahminlere göre(hala da dalga konusudur bu ) babaannemin küçük çelik çaydanlığı kadarmışım. İsmimi annem koymuş. Demokratik bir isim seçimini kabul etmelerine rağmen, seçilen kağıttan çıkan nalan ismini annem hiç sevmemiş hala da sevmez. İsim koymak doğuranın hakkıdır gibi bir tez ileri sürüp babaannemin istediği nalan ismi rafa kaldırılmış. İnsanlar isimleriyle özdeşleşirmiş. Mesela ismi Nazlı olanlar ne kadar nazlı,ismi Savaş olanlar da ne kadar kavgacıdır farkında mısınız? Benim adımda nalan olsaydı hayatım boyunca inleyip ağlar mıydım acaba?
Dokuz eylül üniversitesi Uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisiyim.
İzmir
Oysa'larım, meğer'lerim ve peki'lerim..
Kimselere benzememek gerek.