Yaşama Aşk Beni (Bülent Yalçınkaya)
evet düzensiz bir hal aldın sen, çabuk toparla kendini cesaretlen mutlu hırsını yakala, yoksa yaradan gözyaşları acı verecek sana.
evet düzensiz bir hal aldın sen, çabuk toparla kendini cesaretlen mutlu hırsını yakala, yoksa yaradan gözyaşları acı verecek sana.
Daha bi’ uzak çeşitliliğimi seziyorum.Sen nerede yaşayabilirsin, yolculukları seven, verimliliğine inandığım düşncelerim.
’Ben şunu düşünüyorum Bülent bunlar bir kaos ortamı yaratmak istiyorlar.Ve tamda diyor\_söze ben devam ediyorum ’amerikanın istediğini yapıyorlar.Bir kaos yaratıp ülkeyi bölmek.
’Hani tarih tekerrüden ibaret derler ya Bülent aynen öyle aslında.Atatürk ’de sezmiş bunu zamanında ve söylemiş.Ama okumadığımız için (üzülüyorum gazete okuma oranları çok düşük) sorgulama’da olmuyor.Yani diyprum bir başkasının aklınla kolay olanla yaşayacaksın diyorum.Acı çekmeden hep gülerek hep gülerek...ANI YAŞA...
Ben ela ağlarım göz rengimdir, sonra yeşile döner gözlerim anlarım ki onların sıkıntısına yakınım bazen ceza veririm onları yazarken mesela aç kalırım, ince giyinirim biraz olsun anlayabileyim diye.Pekte normal değilim galiba...
Aralıyorum kısacık kestirdiğin saçlarını, usulca onların diplerine bakıyorum, diğer yana dönüyorsun gizemin saçlarında kalıyor.Yine aynı ciddi duruş var suratında sanki halen sokakta yürüyorsun.Korkusuzca ve bana uyurken bile güçlü bir gçrüntü veriyorsun.Hani benim korkularım sisin içinde bir çocuktu.
1 Mayıs grev değildir…
1 Mayıs tüm dünya emekçilerinin uluslalarası birlik ve dayanışmalarını gösterdikleri bir gündür.
1 Mayıs, birleştiğinde dünya emekçilerinin yenilmez gücünü burjuvaziye dayattığı ve tüm çalışanlara örnek olduğu bir gündür.
Boşa yaşadığını düşünürüm her zaman bu dinsizin.Kiracılarına yaptığı baskı \_bir gün geçirse kirayı bak gör sen.Bekarda\_sağa sola sarkıyor.Ama yinede onun ölümünü seyretme isteği doğuyor.Hem benim moralim düzelecek.
Kendi kendine konuşmaya başladı.Geceleri yazarken ‘de kendi kendine konuşurdu hem gerçekçiydi böylesi hem ‘de yalnızlığı unutmak.
Yitik yaşarım eğer sensizde yaşarsam. Tutunurum müziğin acılarınla savaşanlarına. Boşluğun kendinden habersiz yolculuğuna tutmuşum ışığını vuran cennetine, yoksullara selam veririm isyan eden hayatlarında ve ne olur onları ’da tanı ve karış yazarların bize öğrettiği şiirlere.
Usulca sokuluyorum köhne yerlerine anlık doyumsuzlukların geliyor sıkıca tutuyorum onları eğer yenilirsem bu şizofrenliğimde burada bitecekti.Devam etmeliydi.Evetgördüm o ayrı özgürlüğünü,asiliğini ama uzaklaşmak istemedim oradan yazmalıydım hem ‘de herşeyi.
çimden kopuyor bir şeyler haberlerden nefret ediyorum.. kurşunların neden yapıldığını bilmez çocuklar ama biz sabah okulumuzun bahçesinde topladığımız ....................... .diye yazamıyorum bunları yüreğim el vermiyor gözlerimi yummaktan korkuyorum ya yine gelirse bomba sesleri diye...”
Elif’i yanıma çağırdım kızım Sali ’yi sen yaşatacaksın varlığına alıştığın gibi onun yokluğun ’ada alışacaksın sanki bunları bana birisi söyletiyordu.
Kayığımın yanına gidiyorum, işte orada anılarım beni boğuyor istemediğim hayallere dalıyorum.Çileden birazda...
Kravatımı bağlıyorum,ceketimi giyiyorum,şoförümü çağırıyorum.(sende yoksulluk kahve köşelerindeki konuşmalarında mı kaldı)Eşim beni öpüyor sonra işime gidiyorum.Bana imzalatılan belgeleri düşünemiyorum,sahiplendiğim kadın beni şehvete yenik mi düşürüyor diye geçiyor…(bu somut şeyler mi seni hayallere sürüklemiyor,çok tehlikeli hayallere sürükleniyorsun)
Yazma,düşünme,söyleme…
Vururlar…
Her seferinde vurdular…
Herkesin tereddütsüz onaylayacağı bir fikrin yoksa sus…
Bırak boğazlansın hayat paramparça olsun…
Onca yalnız koylara boşuna mı vurduk kendimizi.Haber vermeden kaybolduk ortalıktan ,bizi arayanlara uzun uzun anlattık.Sevmenin aslında ikimizinde o boşluğundaki ayrı kalan bir ailesi sanmıştık.
Duvarlar bakıyorumda hayvani varoluşun temellerinden olan şehvet.Bu yatağa kendimi her attığımda anlık herşey.Gözlerimi kapatıyorum.İç yoksulluğumu düşünüyorum tuaf gelebilir ama aşkı düşünüyorum.
Sadeliğe dokunur ellerimiz ,bizlerin asıl sevdikleri unutmamaya çalıştığımızdır.Yaşlanır bir gün ölenleri unutmamak için anılara dalıp bir daha aynı dünyayı yaşamak.Ve sende ölürsen benimle aranasın diye suratındaki acılara her birine isim verip öykülerini yazacağım.
Ümit baba İstanbul’da en güzel olan deniz biliyormusun.Başka temiz bir yanı yok.Onunlada böyle tanışmıştık.
samimi,aynı zamanda gergin.hepsi bu.
siivride doğdum.trakya üni makine teknikerliği mezunuyum
derinlik,içten ve yaşadıkça öğrenilern...
Leman sam
Peyami Safa,Cezmi Ersöz,Nekrasov vs...