Hilal Fırtına

Fidanlar Sallanıyor

Doğduğu günden beri hep ağlamış Fidan. Sanki hiç doğmak istememiş de, zorla gelmiş gibiymiş dünyaya. Ne emmek istemiş, ne yemek istemiş, ne uyumuş, ne de avunmuş. Kahretmiş Hacer’i, Hasan’ı. Köyde herkes konuşur olmuş bu mutsuz, uykusuz, avunmasız bebeği.

Temizlenemeyen

Çıkmak istiyordum bir an önce bu hayalet evden. Söyleyecek bir şeyim yoktu. Herkes kendi bilinçaltını ancak kendisi temizleyebilirdi. Ona son bir kez sarıldım ve çıktım.

Hikayesiz

Bu konuşmanın sonrasında bana üzümlü kurabiye ikram ettiğini ve bir zamanlar yaptığı nefis kurabiyeleri anlattığını hatırlıyorum. Kendi yaşamı ile ilgili bir şeyler anlatırken birden sıradan konulara geçivermesindeki ustalık beni şaşırtıyordu.

Babamı Bulmak

Annem “Senin baban var ama nerde, bilmiyorum “ dedikten sonra bana duvarlar boyunca uzanan kitaplığını göstererek “Ama bak bir sürü kitabın var” demişti.

İstasyondaki Yabancıyı Tanıyorum

Hiç tanımadığım bir insanı bu kadar düşünmek, onu kafamda istediğim gibi şekillendirmek, istasyonda göremediğimde ağlarcasına üzülmek...Tuhaftı tabii ama, ben bu tuhaflıklarımdan besleniyordum o zamanlar.

Başa Dön